”Yarası olmayan şifacı olamaz. Çünkü gerçek iyileştirici güç yaranın kendisinden gelir.” – Carl G. Jung
Chiron (Kheiron), altı erkek titanlardan biri olan Kronos (Satürn) ile Okeanos ve Tethys’in kızı Philyra’nın oğlu olarak doğmuştur. Gaia (Toprak Ana) ve Uranos’tan doğma Kronos güçlü, zeki fakat bir o kadar da korkutucudur. Öyle ki Titan çocuklarından tiksinen ve onları derinlere hapseden babası Uranos’u tırpan ile kesen, kardeşi Rheia’dan olma Olymposlu tanrı çocuklarını, kendisini alaşağı edeceklerinden korkup yutan bir mitolojik karakterdir. Kronos’un oğlu Zeus büyüdükten sonra, Kronos’un yuttuğu tüm çocukları kusturttu. Bu hamlesinden dolayı Titanlar ikiye ayrıldılar ve bir kısım Titan Zeus’tan, diğer Titanlar ise Kronos’tan yana oldular. Bundan dolayı Kronos ve oğulları arasında on yıl sürecek bir savaş çıktı. Bu savaşa ve çocuklarını yenen Zeus ve taraftarı Titanlara öfkelenen Gaia ise Tartaros’tan olma dev canavar Typhon’u doğurdu fakat güçlü Zeus Typhon’u da yenerek her şeye egemen olmayı başardı. Zeus tüm kardeşlerine yetkiler vermiştir fakat Chiron bir başka kardeşi olmasına rağmen hayatı diğer kardeşlerinden çok farklıdır.
Tüm çocuklarını yutan Kronos -ki Francisco Goya’nın tuvaline yansıttığı ve bakan herkesi korkutan o meşhur ”Çocuklarını Yiyen Satürn” resminin ana karakteri işte büyük Titan Kronos’tan başkası değildir- karısı Rheia’nın hamlesiyle kendisinden sakladığı oğlu Zeus’u öldürmek için aradığı sırada, güzeller güzeli bir su perisi (Nympha) olan Philyra ile karşılaşır. Philyra’nın güzelliğinden öylesine etkilenir ki, onu takip etmeye başlar. Kronos’un kendisini takip ettiğini fark eden Philyra, ondan kaçmaya başlar. Kimilerine göre Philyra kaçarken kendisini bir kısrağa çevirir, bunu gören Kronos ise kendisini bir aygıra dönüştürür. Kimilerine göre ise güzeller güzeli Philyra’yı görüp kendisine hâkim olamayarak onunla birlikte olan Kronos’u, o an da hem karısı hem kız kardeşi olan Rheia yakalar. Kronos ise Rheia’dan kaçmak için kendisini bir ata dönüştürerek oradan uzaklaşır. Rheia ise peri Philyra’yı cezalandırmaz çünkü zaten insan başlı bir atın karnında büyümesinin ona yeteri kadar acı vereceğinden emin olmuştur. Her iki görüşün sonucu değişmemiş, Kronos ve Philyra’nın yarı insan, yarı at Kentaur (Sentor) olan çocukları, Chiron dünyaya gelmiştir.
Chiron’un doğumu, annesi Philyra için zorlu bir süreç olmuş, doğumuna Ay Tanrıçası olan Artemis (Diana) yardım etmiştir. Philyra, yarı insan yarı at olan oğlundan çok utanmış, onun annesi olduğunu kimsenin öğrenmemesi içinde Chiron’u bir mağarada terk etmiştir. Sonrasında tanrılara yalvararak kendisini ağaca dönüştürmelerini dilemiştir. Chiron’a bir kere bile bakmayıp ıhlamur ağacına dönüşüvermiştir. Ihlamur ağacının özellikle çiçekleri ve yaprakları şifa kaynağı olmakla beraber aynı zamanda ilham kaynağıdır da. Eski Germen ve Slavlar için çok kutsal sayılan ıhlamur ağacı, çocuk sahibi olan insanlar arasında kısmet ağacı olarak sayıldığı için mutlaka ıhlamur ağacı dikerlerdi. Tüm bunlara baktığımızda neden Chiron’un diğer Kentaurlar’dan ayrıldığını daha iyi anlayabiliyoruz. İşte Chiron, onu hiç görmeden terk eden bir babaya ve ondan utanıp terk eden bir anneye sahip olarak, hayata gözlerini yalnız olarak açmıştır. Yüreğine aldığı ilk ve unutamayacağı yarayı böylelikle almış oldu.
Chiron’un doğumunu sağlayan Artemis, onun öksüz ve yetim olduğunu görünce üzülerek, onun durumunu iyi anlayacak birisi olan kardeşine götürür. Tanrıça Artemis’in erkek kardeşi, biliciliğin ve musikinin de tanrısı olan altın kılıçlı, altın saçlı Apollon (Apollo), Chiron’u bularak büyütür. Chiron’un hem üvey babası hem de öğretmeni olur. Aslında Apollon’un da hayatı Chiron’un hayatına çok benzerdir. Doğduğunda annesi emzirmemiş, Tanrıça Themis nektar ile beslemiştir.
Yine Apollon, tıpkı Chiron’un babası Kronos gibi güzel bir peri kızı olan Daphne’ye âşık olmuş, karşılık bulamamış, ondan kaçan Daphne ise Toprak Ana Gaia’dan yardım dilemiş ve defne ağacına dönüşmüştür. Belki de kendi hayatını Chiron’da gören ve kendine yakın bulan Apollon bu yüzden Chiron’u büyütmüş olabilir. Tabi ki bir özelliğide kahinlik olan Apollon, Chiron’a baktığı anda onun ellerindeki şifayı ve beceriyi görmüş ona Chiron adını vermiştir. Fakat Chiron’u diğer tüm ölümsüz karakterlerden farklı yapan şey başkalarından aldığı eğitimler değildi. Yalnız büyüyen Chiron zaman geçtikçe kendi kendini eğitir. Doğada yaşayarak bitkilerin dilini öğrenmiş, hangi hastalığa hangi bitkinin iyi geleceği sırlarına sahip olmuştu. Tüm bunlar ise Chiron’un şifacı ve hekim olmasının önünü açmıştı. Fakat Chiron, herkesin bildiği gibi sadece şifacı değil, görünenden çok daha fazlasıdır.
Özgenur Akış
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
- Yeni Gün23 Mart 2023
- Geleceğin Işığı Kadınlar9 Mart 2023
- Bir Sepet Dolusu Kibir -219 Kasım 2022
- Bir Sepet Dolusu Kibir -110 Kasım 2022
- Haz ve Acıyı Kadehinde Biriktiren Dionysos-227 Ekim 2022