Şeytan’ın Uşağı Diyorlar Türk‘e…

Yayınlama: 05.03.2023
Düzenleme: 05.03.2023 15:41
566
A+
A-
Hüseyin Hakkı Kahveci(Parlamento Haber Genel Yayın Yönetmeni) Gazeteci, Yazar, Stratejist, Siyaset ve Terör Uzmanı olarak Free Lance yani bağımsız gazetecilik alanında faaliyet göstermektedir. 19 Kasım 1972 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İlk – Orta ve Lise eğitimini Ankara'da tamamlamış olup 1991 yılında Devlet Bursu ile yurt dışında burslu Tıp eğitimi almıştır. Sonrasında CSU – USA'de İşletme üzerine Üniversite eğitimi sonrasında MD; Master düzeyinde Uluslararası İlişkiler ve Management eğitimi almıştır.Partisiz Atatürk Devlet Yönetim Algoritması İdeloğu, Atabey19 Gençlik Kültür Ocakları Türkiye Teşkilatları ve Atatürk Atabey19 Türk Ocakları Avrupa Federasyonu Genel Başkanı

İspanya’da “Türk” adı; “coco” yani umacı eşanlamında kullanılmaktadır.
İtalyanların korku deyimi, “Mama, i Turchi”, yani “Anneciğim, Türkler”dir! “Türk” adı sadece Osmanlı’yı değil, tüm Müslümanları kapsıyordu.

Ve Avrupalılar, adlarını duydukları ama görmedikleri Türkler konusunda hep efsaneler üretti. Bu efsanelerde Türk tipi; korkak, aşırı gururlu, kaba, miskin, cahil ve Hıristiyanları yok etmek isteyen zalimdi.

1453’te İstanbul’un fethi, dönüm noktası oldu. Haçlı seferleri dönemlerinde Türkler Doğu’da yaşıyordu ve kötü bir masal kahramanıydı. Ama şimdi artık Avrupa sınırlarına dayanmıştı. Ve Türk ordusu gerçekti!

Korkuyorlardı. Korkularını abartıyorlardı; Türkler, İstanbul’da büyük zalimlikler yapmıştı! Türkler kötüydü; Türkler zalimdi; Türkler hırsızdı!..

Bu korkuları kilise provoke ediyordu. Türk sözcüğü “Torxuere” (işkence) kelimesinden türemişti! 16. yüzyılda korktukları başlarına geldi.

19. yüzyıl Osmanlıların çözülme sürecinin başladığı dönemdi.

Türk barbardı…
Türk külhanbeyiydi…
Türk kan emiciydi…
Türk hilebazdı…

Gran Turco yeniden Le Turc’a dönüşüvermişti.

Avrupa’da “kötü Türk imajı” oluşmasında Martin Luther’in etkisi yadsınamaz.

Luther için Türk, Tanrı’nın gazabıydı.

Machiavelli’den Montesquieu’ya kadar Avrupalı düşünürler Doğu despotizminin medeniyete düşman olduğunu yazıp durdular!
Martin Luther, 1529’da basılıp aynı sene dokuz baskı yapan “Türkler’e Karşı Savaşa İlişkin” isimli bir kitabında bizim hakkımızda şöyle yazıyordu:

“Türk, Tanrı’nın öfkeli kırbacı ve yakıp yıkan Şeytan’ın uşağı olduğu için, önce onun efendisi olan Şeytan’ı yenmek, Tanrı’nın kırbacını almak ve Türk’ü tek başına bırakmak gerekir.
Din adamları, ‘Tanrı’nın işlenen sayısız günah ve nankörlüklerden dolayı Şeytanın uşağı olan Türkler’i yok etmeliyiz.” Diyor…

Ve şimdi CIA ‘e göre Türk’ler ŞEYTAN’I temsil ediyor. Ve BÜYÜK BİR FELAKETLE karşı karşıya iken, başımıza gelen felaketin içerisinde GÖĞÜN VE YERİN SAVAŞINI yani GOK MOGOK savaşını başlattıklarını açıkça ima ediyorlar.

Anlatabildiklerimiz ,yaşayacak olduklarımızdır.

Bu konuyu parlamentohaber.com da 4 Haziran 2018’de köşe yazımda kaleme almışım.
Şu ana kadar çok önden gittik, fakat insanlara anlatamadık.

Günümüzde temellerinin Pergamon ( BERGAMA ) antik kenti’nde, aslının ise Berlin’de Pergamon Müzesi’nde bulunduğu sunaktır Zeus Sunağı. Topraklarımızda sunaktan geriye sadece birkaç basamak kalmıştır. sunak “ Şeytanın Tahtı” olarak da adlandırılmaktadır. Bunun nedeni ise Aziz Yuhanna’nın vahiy kitabı’nda geçen kısa bir anlatıdır.

Bergama —–
Vahiy’in üçüncü mektubu Bergama’ya şöyle yazılmıştır: “Sizin aranızda şeytanın tahtı kuruldu.”

Tanrı’nın Sözünü Değiştirmeye Cesaret Etme – Keskin İki Kenarlı Kılıç!
“Ve Bergama’daki kilisenin meleğine yaz; İki ağızlı keskin kılıcı olanın dediğine göre bunlar; (Vahiy 2:12)

İle ilgili yazıda daha önce belirtildiği gibi Vahiy 1:16, keskin iki ucu keskin kılıç, İsa’nın ağzından çıkan Tanrı Sözü’nü temsil eder:

“Çünkü Tanrı’nın sözü hızlı ve güçlüdür ve iki ağızlı her kılıçtan daha keskindir; can ve ruhu, eklemleri ve iliği birbirinden ayıracak kadar delip geçer ve insanların düşüncelerini ve niyetlerini bilir. kalp.” (İbr 4:12)

İsa bu kez kilisenin elçisine/meleğine Kendi Sözünün otoritesini vurguluyor, çünkü onların arasında şimdi Bergama’da Tanrı’nın Sözünü kendi çıkarları için değiştirerek ve değiştirerek yanlarına varabileceklerini düşünen erkekler var. Onlara İsa’nın “iki ağızlı keskin kılıcı olan” olduğunu vurgular. Hiç kimsenin sözünü değiştirme yetkisi veya ayrıcalığı yoktur. Ona aittir ve onu değiştiren herkes ciddi sonuçlara maruz kalacaktır. Tüm yetkilerin (Tanrı’nın Sözü dahil) “koltuğu” yalnızca “imanımızın yaratıcısı ve tamamlayıcısı” olan İsa Mesih’e aittir (İbraniler 12:2).

Aynen böyle geçiyor, Papaz Brunson bu işlerle uğraşıyordu. EGE için tehlike büyük. Çünkü ,7 kilise burada…

Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci

Türkiye'nin siyaset, medya ve gerçekçi haberlerinin yer aldığı haber portalı