“Siyaset demek siyah set demektir.”
BAŞIMIZA ARDI ARDINA NEDEN BÜYÜK FELAKETLER GELİYOR.
Bütün Kötülükler Kötü Âmirlerden Kaynaklanır,
Devlet Kasasını Aralarında Taksim Ederler,
Bereket Kalkar, Halk İnler, Din, İman, Vatan Mevzu Değil!..
Ülkemizin yekün çoğunluğu Müslüman !
O halde KURAN üzerinden mesajlara bakmak gerekiyor.
Türkiye’mizin BUGÜNKÜ HALİ açıkça anlatılmış.
• ZELZELE SURESİ yaşadığımız BÜYÜK FELAKET için açıkça aktarılmış.
“Kim Zerre Kadar İyilik Yapmışsa Onun Mükâfatını Görür.
Kim de Zerre Kadar Kötülük Yapmışsa Onun Cezasını Görür.
(Zilzâl: 7-8)
• Mesela bir kişi milletvekili olursa sanki o sözler söylenmemiş, sanki o vaadlerde aslâ bulunulmamış. Niçin? Çünkü artık arzusuna kavuştu. O bütün vaadler oraya oturuncaya kadar idi.
Mühim olan bundan sonrası.
Vekil namzedi arkadaşına der ki: “Sen oturma ben oturayım!”
Onu seçen halka da der ki: “Sen öl ben yaşayayım!”
Bütün hazineyi aralarında taksim etseler yine de az gelir.Fakat millet açmış, maaşını alamamış, onların umurunda bile değil.
Din, iman, vicdan, millet, memleket ne gerek sana! Otur koltuğuna, doldur cebini, salla başını al maaşını! Memleketi düzeltmek sana mı kalmış?
Çalabildiği kadarını çalar, işi o, çalamadığını kanun çıkartarak cebine doldurur. Onların çalışması kanunu değiştirmek ve hazineyi ceplerine koymaktır. Onlar da bunun için çalışır.
Onun içindir ki millet olarak bu hâle geldik. SON DEPREM felaketine burdan bakın.
AYET AÇIK !
“İşte bunlar, Allah’ın kendilerini lânetlediği, sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.” (Muhammed: 23)
Siyaset demek siyah set demektir.
Rivayet HADİS ise şöyledir;
“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki gayretleri mideleri, şerefleri servetleri, kıbleleri karıları, dinleri dirhemleri ve dinarları olacak. Onlar mahlûkâtın en şerlileridir ve onların Allah katında hiçbir nasipleri yoktur.” buyuruyorlar. (Deylemî)
İşte bunların böyle çok olması memleketin felâketlere düşmesine vesile olacak.
Kim fazla çalarsa onların şöhreti var. İşte bu duruma gelen bir milletin âkıbeti de şudur, bu âkıbeti bekleyebilirsiniz.
Hadis rivayeti:
“Devlet malı (hazine) belirli çevrelerin menfaati yapıldığı,
Emanet kelepir sayıldığı,
İlim ,başka gaye için tahsil edildiği,
Şerrinden korkulduğu için kişiye ikramda bulunulduğu,
Ve sonunda gelenler evvel gelenleri lânetlediği zaman;
İşte o zaman kızıl bir rüzgâr, zelzele, yere batma, şekil değiştirme, taşlanma ve ipi kopan bir kolyenin tanelerinin birbiri ardı sıra gitmesi gibi birbirini takip eden alâmetler beklesinler.” (Tirmizi)
AÇIKÇA KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ VE ÖNCESİNE İŞARET EDİLİRKEN, YARINLAR İÇİN İSE BÜYÜK FELAKETLERİN DEVAMINDAN bahsetmektedir.
Bundan sonra tasavvura sığmayan harplere hazır olun!
Yani, bu DEPREMLERDEN SONRA , TASAVVUR EDİLEMEYECEK KADAR BÜYÜK SAVAŞLARA HAZIR OLUN…
Kıyamet günü gelmeden önce helâk olmaktan yahut da şiddetli azabın gelip çatmasından kurtulabilecek hiçbir memleket halkının bulunmadığını beyan AYETLERİ bulnmaktadır:
“Hiçbir memleket hariç olmamak üzere, biz onu kıyamet gününden önce ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azapla cezalandırırız.” (İsrâ: 58)
Bu helâk etme ya tamamen yok etmek veya halkına şiddetli azap etmek suretiyle olur. BÜYÜK FELAKETLER yaşanmaktadır.
“Bu, kitapta (Levh-i mahfuz’da) yazılıdır.” (İsrâ: 58)
Ne zaman olacağı, onu gerektiren sebepler ve nasıl olacağı gibi hususlar açıklanmamış, hiçbir şey bırakmamak kaydıyla Levh-i mahfuz’da yazılmıştır. Bu hüküm kesin olarak yerine getirilecektir.
“Devlet malı (hazine) belirli çevrelerin menfaati yapıldığı.”anlatılıyor.
BAKALIM RİVAYETE…
Devlet malı birkaç şahsın elinde olacak, devlet kasasını, hazinesini aralarında taksim edecekler ve bunu istedikleri gibi kullanacaklar. Kim fazla çalarsa o çok rağbet görecek.
Devleti idare edenler, halka âit malları kendi üzerlerinde toplamaya çalışacaklar, halkın kazancını vergiler vasıtası ile ellerinden alacaklar ve bunu rahatça hem yiyecekler hem de yığacaklar. Kendileri büyük refah içinde yaşayıp halk sıkıntı çekecek.
Bir Hadis-i Şerif’te:
“Allah bir millete gazap ettiğinde yere batırma ve suret değiştirme azabını vermese de, pahalılık onları ezer. Yağmurlar yağmaz olur. Kötüleri idareyi ele geçirir.” (İbn-i Asâkir)
Zâlimin zulmü artacak, mazlum ise inleyecek.
“Çünkü onlar Hakk’a yönelmeyecek, halka yönelecek.”
Her yöneldiği kimse başına kaynar su dökecek.
“Yandım!” diyecek, yine ona sokulacak. Niçin? Şaşkın olduğu için.
ÖYLE OLMUYOR MU ? DEPREM FELAKETİ UNUTULMADI MI ?
Bütün kötülükler kötü âmirlerin kötülüklerinden kaynaklanır, müsebbib onlardır. Her ne kadar iş yapıcı gibi görünseler de, gerçekte yıkıcıdırlar.
Devlet kasasını aralarında taksim ederler.Yaradan bereketi kaldırır, ekonomi altüst olur, memlekette büyük sefalet husule gelir.
Fakir inler, onlar ise sefa sürerler. Zevk ve sefaları bozulmasın diye, bu iniltiyi duymak bile istemezler. Bu ise doğrudan doğruya ihanettir.
Ayet açıktır:
“O yanından ayrıldığında (iş başına geçip idareci olduğunda) yeryüzünde fesat (anarşi) çıkarmaya, ekini (ekonomiyi) ve nesli helâk etmeye çalışır. Allah fesadı sevmez.” (Bakara: 205)
Bugün yaşananların tamamı budur.
Bir yönetici konuşurken sözüne dikkat et! Doğru mu konuşuyor, yalan mı konuşuyor? Eğer yalancı ise onun hiçbir sözüne ve icraatına itibar edilmez. Çünkü o, hâinlik yürütür.
“Hâinlerin savunucusu olma!” buyuruyor. (Nisâ: 105)
Peki, KÖTÜ YÖNETİCİLERE NE DİYOR?
Kötü yönetici, devlete en büyük ihaneti eder. Her fırsatta devlet kalesinin taşlarını bir bir yuvarlar, yıkmak için çalışır. Çünkü o kime hizmet ediyorsa onun kuludur.( KOMUTA MERKEZİM PAPAZ ELBİSESİ GİYİN DERSE GİYERİM. )Herkes sevdiği ile beraberdir ve sevdiği ile beraber haşrolunacaktır.
Âyet : “Onların kalpleri iman etmedi.” buyuruluyor. (Mâide: 41)
Sen ise onları müslüman zannediyorsun.
Üstelik bunlar, memleket için doğru-dürüst çalışacaklarına dâir yemin ederler. Doğru dürüst çalışanlar dünya saâdetine ahiret selâmetine erdikleri gibi; diğer münafıklar ise hem dünyada büyük bir huzursuzluk ve sıkıntı içindedirler, ahirette de büyük bir azapla karşı karşıya kalacaklardır.
Hakk ve hakikatten saptıkları için başlarına bu belâlar gelecek. Başlarındaki âmirler de öyle olacak.
Siyasetçiye ümit bağlamış ve onun dinine girmiş. O da onun ağzına yalandan bir bal çalıyor, o da o ümit ile yaşıyor.
O ise arzettiğimiz gibi siyasetçinin sermayesi yalandır ve hemen dolandır. Sen oturma ben oturayım. Sen öl ben yaşayayım. Hangi yoldan olursa olsun mevkiye geleyim ve cebimi doldurayım. Kim daha çok çalarsa o şöhret sahibidir. Ve şaşkın ona daha çok rağbet ediyor. Kim daha çok çalarsa ona daha çok yaklaşıyor.
Hadis Rivayeti !
“İnsanlar uykudadırlar, öldükten sonra uyanırlar.” (K. Hafâ)
İşte o zaman ayılacak diye düşünürken bugün hala öldükleri halde uykudan uyanmamışlar .
Fakir inliyor, kimsenin umurunda değil. Akla hayale gelmeyen vergilerle bu semer vurulmuş, halk bu yükün altında inliyor, içi yanıyor ve fakat Hakk’tan koptuğu, ümidini siyasetçiye bağladığı için yine ona sarılıyor. Siyasetçi ona “Sen öl ben yaşayayım.” diyor, itişip kakışıyor. Bütün dünya bu sahneyi seyrettiği halde umurunda bile değil. İşsiz çok, küçük esnaf inliyor. Vergiden ötürü eli cebinden çıkmıyor, amma zengine erişen yok, refah içinde yaşıyor.
Rüşvet âdet olmuş, haram yemek moda olmuş.
BÜYÜK DEPREM FELAKETİNDEN DERS ALMAMIŞIZ,UYANMAMIŞIZ.
Sonuç İse, DEPREMLER devam edecek…
Çünkü, HALKIN yapmış olduğu bu büyük hatalar, yaradan katında cezasız kalmaz. Cezalar ve cefalar devam edecek.
” Siyasi Partiler milleti böler, milli birliğe muhtacız. ” Mustafa Kemal Atatürk – 1919 / Amasya Kongresi….
Plânlar önceden yapılmış. Mebuslardan, bakanlardan bazıları ne çalarsa çalsınlar, onların “Dokunulmazlık kanunu” var, biz onlara erişemeyiz. Memur görevini ihmal ettiğinde veya görevini kötüye kullandığında “Memuriyet kanunu” var, biz onlara erişemeyiz.
Adaletsizlik, hırsızlık son haddini bulmuş, Rey alacağız diye hazineler boşalıyor. Peki, bunun karşılığı nereden karşılanacak? “Adam sende, nasıl olsa semeri halkın sırtına yükledik, nasıl olsa vergi de alırız!”
İsraf son haddini buldu, paramız pula döndü. İnleyen inliyor, kimsenin umurunda değil.
Bu düzenin devamından yana her türlü rezilliğe göz yuman halk, BÜYÜK FELAKET ile ödeyecek olduğu cezaların daha küçük bir kısmını ödemeye çalışıyor.
Bir ŞAMAN sözü der ki ! “Neden bunlar hep başıma geliyor? “
Ders almadıkça tekrar eden dönence ,hepimize HAYAT ÜNİVERSİTESİNDEN ders almayı zorunlu kılıyor…
“Çünkü onlar Hakk’a yönelmeyecek, halka yönelecek.” Diyor yaradan…
Halk Bu bedelleri ödemeye devam edecek .
BAHSİ geçen yaradanın huzurunda hesap vakti budur. Herkes hesabını YARADANA veriyor.
Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci