”Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini, sonra da sonunu oluşturur.”
-Tolstoy
Bazı mitolojik hikâyeler iki isimden oluşur. Bu hikâyelerde adı geçen iki farklı mitolojik kahraman birbirleriyle öyle bir bağ kurmuşlardır ki, hikâyenin sonu mutsuz da bitse bu bağ asla kopmaz. Bazen sevgiyle, bazen düşmanlık ile, bazense karşılıksız bir aşk ile kurulan bu bağ, nesiller boyu aktarılacak ve hatta kimisine göre ders çıkarılması gereken öğretici bir hikâyeye dönüşecektir. Okuyacak olduğunuz bu mitolojik hikâye ise karşılıksız bir aşkın birbirine bağladığı, kitaplarda bile birbirinden bağımsız anılmayan iki ismin hayatının nasıl hazin sonla bittiğini ve kibrin aslında günden güne nasıl sona yaklaştırdığını gözlerinizin önüne serecek.
Bir zamanlar ıssız kırlarda dolaşan, bir görenin dönüp tekrar baktığı, bir sevenin durmadan peşinden koşup arzuladığı güzeller güzeli dağ perisi (Oreas) varmış. Bu dağ perisinin adı Ekho imiş. Fakat hiçbir şeyin kusursuz olmadığı gibi bu dillere destan güzelliği olan Ekho’nun da bir kusuru varmış. Ekho, oldukça geveze bir periymiş. Günlerini kırlarda, ormanlarda perilerle, tanrılarla konuşarak geçirirmiş. Yerinde duramayan ve karısı Hera’yı aldatmaktan asla vazgeçmeyen Zeus, yine bir gün periler ile birlikte olmak için kırlara gelmiştir. Zeus’u çok iyi takip eden Hera, kırlara gelmesini şüpheli bularak peşine takılmıştır. Fakat Zeus, karısı Hera’nın onu takip ettiğini anlayınca onu oyalaması için Ekho’yu kurban seçmiştir.
Hera’nın yanına giden Ekho, durmadan konuşmaya başlamış hatta ona övgüler yağdırmıştır. Aldığı övgüler karşısında bir anlık kafası dağılan Hera, kendine geldiğinde Zeus’u kaybetmiştir bile. Bu duruma çok öfkelenen Hera, Ekho’yu cezalandırmıştır. Bu ceza öyle bir cezadır ki, konuşmayı bu kadar çok severken artık konuşamaz duruma gelir. Bundan sonra duyduğu her sözün son kelimesini tekrarlamak zorundadır. Bu cezayı aldığı sırada, onu seven ve peşinden ayrılmayan Hermes’in oğlu çapkın Pan başına dert olmuştur. Ekho, Pan’ı istemediğini her yerde haykırıp durmuş. Çünkü Ekho’nun ölümüne sevdiği ve karşılık alamadığı tek bir kişi vardır ve bu kişi Narkissos’tan başkası değildir.
Narkissos, Nympha (peri tanrıça) Leiriope ve Nehir Tanrısı Kephisos’un birlikteliğinden doğmuştur. Narkissos, o kadar güzeldir ki bu doğduğu anda görülebilmiştir. Annesi Leiriope bu yüzden onu bir kâhine götürmüş, yaşayıp yaşayamayacağını ya da ne kadar yaşayacağını sormuştur. Kâhin Teiresias, Narkissos’tan için annesine, kendi güzelliğinin farkına varmazsa çok uzun yaşayabileceğini söylemiştir. Küçük yaşlardan itibaren tanrıları bile güzelliğiyle kendine âşık etmiştir.
Gün gelmiş ve Narkissos genç bir delikanlı olmuştur. Büyüdükçe herkesin ilgisini daha çok çekmiş ve çok konuşulmaya başlanmıştır. Onu gören periler aşkından deliye dönmüş, Narkissos’a aşklarını dile getirdiklerindeyse kaba bir şekilde reddedilmişlerdir. Çünkü Narkissos, kimseyle ilgilenmeyen, kimseyi sevmeyen ve kimselere bakmayan biridir. O, yalnızca kendisiyle, kendi güzelliğiyle ilgilenerek günlerini geçirirmiş. Narkissos’a âşık olup reddedilen kızlar, Narkissos’un bu denli kendini beğenmişliğini görerek kalpleri kırık bir şekilde geri dönerlermiş. Böyle olmasına rağmen yine de dillerden düşmeyen, her fırsatta ne kadar güzel olduğu hakkında dağlarda, ormanlarda, kırlarda konuşulur dururmuş. Bu konuşmalara şahit olan Ekho, Narkissos’a âşık olmuştur.
Her gün Narkissos’u görmeye gitmiş fakat sadece uzaktan izleyebilmiştir. Yine bir gün Narkissos geyik avlamak için ormana gittiğinde, Ekho’da saklanarak gizli gizli sevdiği Narkissos’u izlemeye başlamıştır. Ekho, defalarca kez Narkissos’a aşkını dile getirmek istemiş fakat Hera’nın verdiği ceza yüzünden bunu yapamamıştır. Belli belirsiz sesleri duyan Narkissos, Ekho’nun bulunduğu yere yaklaşarak ”Biri mi var burada? diye seslendiğinde, Ekho yalnızca ”Burada” diye cevap verebilmiştir. Bunun karşısında yine kimseyi göremeyen Narkissos bir kez daha bağırmıştı: ”Buraya gel” dedi yakışıklı genç.
”Gel” diye cevap verebildi Ekho. Ancak saklandığı yerden mutlu bir şekilde çıkarak kollarını açtı, Narkissos’a sarılmak istiyordu. Güzeller güzeli peri Ekho’yu gören Narkissos şaşkına dönerek oradan uzaklaştı. Ekho’da reddedilen diğer perilerin kaderine ortak olmuştu. Zavallı Ekho hem Hera’nın verdiği ceza yüzünden kendisini anlatamamış, hem de o çok sevdiği Narkissos tarafından reddedilmişti. Narkissos’u öyle çok sevmişti ki, bu sevgi onun günden güne erimesine, eriyerek vücudunun bir kayaya dönüşmesine sebep olmuştu. Vücudu kayaya dönüşünce sesi de yankıya dönüşmüştü. İşte, dağlara taşlara seslendiğimizde bize geri dönen o yankının Ekho olduğu inancı geçmişten bugüne süregelmiştir.
Özgenur Akış
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
- Yeni Gün23 Mart 2023
- Geleceğin Işığı Kadınlar9 Mart 2023
- Bir Sepet Dolusu Kibir -219 Kasım 2022
- Haz ve Acıyı Kadehinde Biriktiren Dionysos-227 Ekim 2022
- Haz ve Acıyı Kadehinde Biriktiren Dionysos-119 Ekim 2022