”Muasır Medeniyet Seviyesi”

Yayınlama: 27.05.2022
Düzenleme: 27.05.2022 00:32
50
A+
A-
1975 Erzurum doğumluyum. Ziraat Mühendisiyim, Marmara Ünv. İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitimi sertifikası, Temel İlkyardım sertifikası sahibiyim. Tarım, mekanik, inşaat, pazarlama, sağlık alanlarında kamu, özel sektörde teknisyen ve yönetici olarak görev yaptım. Klasik psikoloji, klasik biyoloji, müzik, resim ve tiyatroyla amatör olarak ilgiliyim. Evliyim üçüz erkek çocuk babasıyım. Çalışma hayatıma İETT'de Denetim Amiri olarak devam etmekteyim.

    Yurdumuzu dünyanın en mamur ve medeni memleketleri seviyesine çıkartacağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Burada Mustafa Kemal ATATÜRK nutukta evrensel Türklük bilincine vurgu yapmaktadır.

    “Türklük bilinci, termodinamiğin birinci kanunu olan quantum bilinç seviyesidir. Yani doğayla bir ve bütün olma hali aynı zamanda nöro-liderliktir.”

    Tümdengelim yaklaşımla insanın, doğası temelinde kültürel öğeleri bir medeniyet oluşturacak ve nesilden nesle aktaracak şekilde organize eder. Bizim medeniyet algılamamız ne batının psiko-somatik nede doğunun psiko-spiritüel yaşam tarzı değil, bir bütünlüğü ifade eden evrensel medeniyetin milli kaynaşmasıdır.

    Kültür hazır, edalı, tavırlı, üsluplu olmayı, medeniyet şehirli, kasabalı, nazik ve kibar olarak bilmeyi yapabilmeyi, muasırlık çağdaşlığı içinde bulunulan yüzyılda ki yeniliklerle aynı konumda olmayı gerektirir. Burada özne insandır.

    Tümevarım açıdan bakıldığında birey,  güçlü tarafını bilmesiyle özdeşleşir. Bir düşünürün de söylediği gibi “Doğru işlemeyen akıl, keskinmiş neye yarar, saatin iyiliği koşmasında değil, doğru gitmesindedir. “Herkes kendi yönünü taşımış olduğu misyon ile temsil eder. Doğayla barışık psişik bütünleşme, tıpkı denizlerdeki büyük dalgaların rüzgar, fırtına yardımıyla kendinden olmayanı ayıklama dışa vurma kendi içinde bütünleşmesi gibi doğal seleksiyon döngüsüne benzetebiliriz.

    Muasır medeniyet seviyesinde her bir bireyin bir meziyeti özelliği vardır. Sorumluluk alanı vazifesi bellidir. Bireyler sürekli üretken yaşanılan çağa uyum sağlamış yenilikçi bir yapıdadır. Özgürlük ve sorumluluk dengesi kurulur, deyim yerindeyse her bir yurttaş elini taşın altına koyar. Başkasının başarısını kendi başarısı olarak görür hüzün de ortaktır çünkü yurttaşlık bilinci de bunu gerektirir. Sevgi ve saygı yatırımını önce Tanrıya sonra anne baba yakın çevreye, topluma dengeli yapılır. Aslına sadık olma, kendi kültürünü önemseme onu yüceltme ve yeterlilik vasfı vardır. Kolektif bilinçle töreye ananeye bağlılıkla bireyin kendiyle olan ilişkisinde de huzur vardır çünkü yaşam mücadelesi için gerekli emin adımlara muasır medeniyet seviyesine ulaşmakla etrafında olan binlerce yoldan sadece doğru ve en yararlı olanlarla kendi yolunu bulmuş bu yolu da ardından gelen yeni nesiller için işleterek açmıştır. 

    Bizi mutlu eden asıl duygunun hakiki özlemlerimiz olduğunu, mutsuzluğun ise bütünlüğümüzün bozulması ve sorunlarımızın tanımlanmış halini töre öğretir. Sorun çözmedeki pekiştireçlerin tanımlı ve net olması sorunların çabuk çözümlenmesi artık sosyolojik kazançtan çıkıp normalimize dönmesine, kısa vadedeki zorlanmaların çözümünün olması bizlere uzun vadede çağdaş imkanlar sunacaktır. Bireylerin sosyal yaşama duygusal hazır oluşu bulunduğu ortamda (aile, iş, sosyal) ilgiyle gönüllü hevesli olması gündelik yaşamda kendinden beklenen sorumluluklarına istekle yanıt vermesini sağlayacaktır. Muasır medeniyet seviyesinde sanayinin, ekonominin, bilimin, kültürün, sanatın ikame sorunu yoktur. Asırlardır söylenen “Ustalık ustasından öğrenilir.” Deyimi yerinde bir gelenektir.

    Taner Toraman

    Türkiye'nin siyaset, medya ve gerçekçi haberlerinin yer aldığı haber portalı