SON DAKİKA

İlluminati’nin Karanlık Oyunları ve Hedefledikleri Tek Dünya Devleti

Bu haber 08 Eylül 2022 - 20:09 'de eklendi.
Abone ol

Ya onlar bizi yok edecek ya da biz onları. Sonuç ise insanların uyanmasına ya da uyanmamasına bağlı.

Çıkış yolunu bulmak için, önce oyunu çok iyi görmek ve anlamak gerekir.

Bu gün yaşadığımız, savaşlar, iç savaşlar, gıda krizi, ekonomik kriz, hastalıklar, siyasal gerginlikler, kutuplaşmalar ve çözüm üretmeyen siyasi partiler, birbirinden kopuk ulus devletler vs. Tüm bunların sebebini anlayabilmek için biraz tarihe yolculuk yapmak ve biraz derinlemesine analiz yapmak gerekli. İçinde yaşadığımız dünyayı ve İnsanlığın var olduğu ilk günden bu güne değin yaşanan olayları irdelemek gerekli. 

Zira bu gidişatın telafisi olmayacak, çünkü insanlığın sonsuza dek var olması ya da sonsuza dek yok olması bu gün vereceği kararlara bağlı. Bu sebepledir ki her insan iyice düşünüp, kendi ülkesi içinde, bundan sonraki yol haritasının kararını bu günden vermeli. 

Bekle gör taktiği ya da ben bu işin dışında kalayım herkese ne olursa bana da o olur demek, yok oluşu kabullenmek demektir. Zaten onlar da böyle düşünmenizi istiyorlar. Belki sizin düşüncenize göre, sizin yok olmanız, sizin için pek önemli olmayabilir ama bir de çocuklarınızın, torunlarınızın gözlerinin içine bakın onlar ne diyor. Neslinizin geleceğinin  yok olması sizin için bu kadar önemsiz mi.

Öncelikle durumu daha iyi kavramak için; bu gün çoğunuzun duyduğu küreselciler denilen yapı kimdir bir bakalım. Küreselciler denilen yapı, Yahudi zenginlerinin ana çekirdeğini oluşturduğu kabalisttik ve hatta satanist örgüt illumunatidir. Biraz daha öteye gidecek olursak, bunlar aslında uzaylı bir ırk olan reptilianlardır. Bunlar, Yahudilerden satanistlere ve masonlara dek bir süper komplo örgüttür. Tek amaçları ise insan ırkını yok etmek ve kalanları da köleleştirerek, kendi egemenliklerinde tek dünya devleti kurmaktır.

Bu gün dünyamızda her ne kadar 208 adet devlet olsa da, insanlığın ilk zamanlarında sadece reptilianlar ve insanlar vardı. Yani negatifler-pozitifler, ( gücünü şeytandan alanlar-gücünü yaradandan alanlar) bu iki güç arasındaki savaşlarda, insanlık bir araya gelip birlik ruhuyla hareket etmeye başlayınca devletler ve ulus devletler oluşmaya başlandı. İllüminati burada hangi planları uygulamaya soktu.

  1. Öncelikle insanlara geçmişini unutturup, tarih ve töre bilincini ortadan kaldırmak için dünya üzerinde var olan kütüphaneleri yaktı, yok etti. İskenderiye kütüphanesi gibi.
  2. Tarihi yeniden kendi istedikleri doğrultuda yazarak amaçları doğrultusunda insanların bilgi almasını sağladılar.
  3. Parayı ve gücü sunarak insanları istedikleri gibi yönlendirip toplumu ve ülkeleri parçaladılar.
  4. Din olgusunu kullanarak finans sağlayıp tarikatlar oluşturarak, insanları dinsel anlamda bölüp parçalayarak, aynı din mensuplarını birbirine düşman haline getirip birbirini yok etmelerini sağladılar. Ülkelerin parçalanmasını ya da yok olmasını sağladılar.
  5. Atalarımızın doğal yollarla hazırladıkları ilaçları unutturup, kendilerince laboratuvarlar da üretilen ilaçları satarak hem ekonomik güç elde ettiler hem de bir hastalığı tedavi ederken vücudun başka bölgelerinin tahrip olmasıyla kişinin ömrünün azalmasına neden oldular.
  6. Laboratuvarlarda insanlar için suni virüsler, kendileri için de antivirüsler hazırlayarak salgın hastalıklara neden olup, insan soyunun azalmasını hedeflediler,
  7. Ülkelerin içinde kendi amaçlarına uygun insanlardan oluşan işbirlikçi yetiştirip, bunları para ve siyasal güçlerle donatıp, ülkelerin yeraltı, yerüstü kaynaklarını ele geçirdiler
  8. Ülkeler içindeki siyasal işbirlikçileri sayesinde tarımda ata tohumlarından uzaklaştırıp, GDO’lu tohumlarla insanların beyinsel ve yaşamsal hücrelerinin zarar görmesine ve düşünemeyen, araştıramayan bir toplum oluşmasına neden oldular.
  9. Ülkelerdeki siyasal işbirlikçileri aracılığı ile Eğitim ve Ahlak sistemlerinin bozularak toplumun sosyolojik yapısının alt üst edilmesine neden oldular.
  10. Ülkelerdeki siyasal işbirlikçileri aracılığı ile kişisel haklar, özgürlükler ve ekonomiler bozularak, kaos ve iç savaşlara neden oldular.
  11. Ülkedeki siyasal işbirlikçileri eliyle havadan gaz atımlarıyla çeşitli hastalıkların oluşması ve beraberinde sağlık sisteminde oluşturulan sıkıntılarla insanların hastalanması ve ölmesine neden oldular
  12. Etçil hayvanların hızla yok edilip, suni etler vasıtasıyla, insan genetiğinin bozulmasını hedeflediler.
  13. Ülkemizde 11 Kasım 1938 den bu yana aşama aşama geldiğimiz nokta, bu gün yaşanılan sosyal ve ekonomik sıkıntılar, Kaos ve iç çatışma ihtimali, ülkemizin etrafının kuşatılması, yine bu güçlerin oyunu.
  14. Yaşanılan Ukrayna –Rus savaşı ve her an yaşanma ihtimali olan Çin-Taiwan savaşı yine bu güçlerin eseri.

Bu ultra zenginler “küreselleşme” denilen olgu ile amaçladıkları sınırların ve elbette ulus devletlerin olmadığı ya da ulus devletlerin küresel imparatorluğun garnizonu haline geleceği bir dünyayı adım adım gerçeğe dönüştürmekteler. Bu amaca uygun olarak gerçekleştirilen en önemli örnek ise AB yani Avrupa Birliği.

Bu birlikte, Avrupa’daki tüm ekonomik kararların tek bir merkezden alınması anlamına gelecek. Bu olgu AB ölçeğinde bir olgu gibi görülse de aslında dünya çapında başarılmak istenen bir amacın uygun bir zeminde hayata geçmesi için ilk adımdır. Eğer burada başarı sağlanabilirse diğer coğrafyalarda da bu yönde adımlar atılacaktır. Ancak Avrupa da büyük ölçüde başarı sağlanmış görülse de diğer coğrafyalar bu kadar kolay bir noktada değiller. Çünkü bazı coğrafyalarda bu sürece direnç sergileyecek ulus devletçi unsurlar var ve bunlar Küreselcilerin merkez üssü ABD’ye direnç gösterebilecek kadar güçlüler.

Bu devletlerin en başında ise, Rusya ve Çin gelmektedir. 

Karşılarında olan bir diğer yapı ise kadim devlet ve Millet olarak bilinen Türk devletleri demeyi çok isterdim, ancak Türk devletleri birbirinden kopuk ve büyük çoğunluğu hem arap hegamonyası içinde, hem de, yüzyıllarca İngiliz ve ABD üzerinden bu masonluk ve illumunati oyunlarıyla, yine bunların finansıyla kurulan tarikatlarca, kendi içlerinde kutuplaşmış toplumlar haline gelmiştir. 

  • Sadece ülkemiz değil, bütün dünya insanlığını ilgilendiren bu kirli oyun çok iyi görülmeli. *Dünya üzerindeki bütün iç karışıklıkların ve savaşların sebebinin bunlar olduğu çok iyi görülmeli.
  • Pandemi olarak dünya üzerinde var edilen hastalıklar ve laboratuvar ortamında oluşturulan yapay virüslerin sebebinin bunlar olduğu çok iyi görülmeli.
  • Teknoloji, Silah sanayi, İlaç sanayi, Bankalar, finans ve medya tüm bunların asıl sahibinin bunlar olduğu çok iyi görülmeli.
  • Ülkeleri yöneten bütün siyasi partilerin kontrolünün bunların elinde olduğu ve bunlardan icazet almayan birinin seçilemeyeceği çok iyi görülmeli.
  • İcazetin biat anlamına geldiği ve halkımın değil senin isteklerini yerine getireceğim anlamına geldiği çok iyi anlaşılmalı
  • Türkiye Cumhuriyetinde 11 Kasım 1938 den itibaren hem siyasal hem ekonomik bağımsızlığımızın bu güçlerin eline teslim edildiği ve geldiğimiz son aşamada uçurumun eşiğinde olduğumuz çok iyi görülmeli.
  • Siyasi Partilerle bizi ayrıştırıp böldükleri ve kutuplaştırıp düşman ettikleri çok iyi görülmeli.
  • Siyasi çizgisi ne olursa olsun bütün siyasi partilerin aslında aynı merkezden kumanda edildikleri, halk birinden sıkıldığında diğeri medyada parlatılıp getirildiği, seçildikten sonra 2-3 ay halkın ağzına bir parmak bal çalınıp sonra bir öncekinin kaldığı yerden icazet merkezlerine hizmete devam ettikleri çok iyi görülmeli.
  • Farklı siyasi temellere oturan partiler olmasına rağmen RTE’nin siyasi yasağını kaldıranın Deniz Baykal olduğu unutulmamalı, CB seçiminde, RTE’nin karşısına zayıf bir adayı çıkaranların D. Bahçeli, ve K. Kılıçtaroğlu olduğu unutulmamalı, bir sonraki seçimde muhalefetin tek aday formülünü son dakika bozup çoklu aday çıkmasının sebebinin M.Akşener olduğu unutulmamalı. Tüm bunları yönlendirip. RTE yi orada tutmak isteyenlerin de icazet merkezleri olan küreselciler olduğu unutulmamalı.

Bu ülkenin Türkler tarafından yönetilmediği ortadadır. Siyasetin artık çözüm üretemediği net ve açıktır. Peki o zaman kime oy vereceğiz diye sormanız da anlamsızdır. Çünkü kime oy verirsen ver aslında vatanının ve ecdadının geleceğine değil o küreselcilere oy vermiş oluyorsun. 

Yapmanız gereken tek şeyi kurucu önderimiz, Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk sizlere göstermiş. 

Atatürk'ün Katilleri - Hüseyin Hakkı Kahveci

Önce Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini çok dikkatli okuyup anlayacaksın. Sonra tıpkı Atatürk gibi düşüneceksin. Beynini bu güne kadar olan siyasi düşünce ve fikirlerden arındıracaksın. Bütün Türk vatandaşları olarak, sağcı, solcu, alevi, sünni, dinci, ateist ayırımı yapmaksızın milli birlik olacaksın. Ülkemizdeki son kale olan, şerefli cephe’ye, geçmişin şartlarında Atatürk’ün Kuvva-i Milliyesi gibi, bu günün şartlarındaki Kuvva-i Türk’e yani ATABEY19 GENÇLİK KÜLTÜR OCAKLARI’na geleceksin. 

Unutma ki asıl hedefleri Anadolu ve Türk Milleti.

Saygılarımla

Ercan Çamalan

YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

Ercan Çamalan[email protected]
01.07.1966 yılında Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Yazır köyünde doğdum. (İlçemiz şu an Boğazkale oldu.) *İlk okulu Ankara Mimar Sınan İlkokulu’nda; orta okul ve liseyi Ankara Tuzluçayır Lisesi’nde tamamladım. *1985 yılında Ankara Üniversitesi Çankırı Meslek Yüksek Okulu Elektrik Bölümü’nden mezun oldum. *1986 yılında Ankara PTT de Elektrik Teknikeri olarak işe başladım. Sonrasında , Türk Telekom’un PTT’den ayrılmasıyla iş hayatıma Türk Telekom da devam ettim. *İş hayatımın 8. yılında tekrar Üniversite sınavına girerek, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Maden Mühendisliği’ni kazandım ve tayinimi Kütahya İl Telekom Müdürlüğü’ne aldırarak, gündüz iş hayatıma devam ederken, akşam ikinci öğretim olarak üniversite öğrenimime devam ettim. Maden Mühendisliği 2. Sınıf sonunda genel not ortalamamın çok yüksek olması sebebiyle aynı okulda Elektrik Elektronik Mühendisliği’ne yatay geçiş hakkı kazanarak, bir alt sınıftan başlamak kaydıyla öğrenimime Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünde devam ettim. *1999 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olarak aynı iş yerinde görevime Elektrik Elektronik Mühendisi olarak devam ettim. *2002 yılında Türk Telekom İzmir Bölge Müdürlüğü’nün talebi üzerine İzmir'e tayin olup burada görevime devam ederken yine Türk Telekom Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine 2005 yılında Ankara da Türk Telekom Genel Müdürlüğü İnşaat Emlak Daire Başkanlığı’nda görevime devam ettim. Türk Telekom’un aynı yıl özelleşmesi sonucu kurumda uygulanmaya başlayan çalışma sistemi ve cemaat ağırlıklı kişilerin kuruma doldurulmasının verdiği rahatsızlık sonucu 2007 yılında kendi isteğimle kurumdan istifa ettim. *2007 ile 2010 yılları arası kendi ofisimde müteahhitlik 2010 yılından sonra da yine kendi iş yerimde Kozmetik sektörüne girerek hala aynı sektörde iş hayatıma devam etmekteyim. *İş hayatı dışında vatan sevgim sayesinde buluştuğum ve onur duyarak görev aldığım, Atatürk Atabey19 Türk Ocakları Ankara İl Başkanlığı’nda Genel Sekreter olarak çalışmalarıma devam etmekteyim. *Evliyim 3 kız ve 1 erkek olmak üzere 4 çocuk babasıyım.

BUGÜN ÇOK OKUNANLAR

BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR