Yolda olmaktır şifre ama, yol dar gelir bazen, hatta bazen uçsuz bucaksız .. Tünellerde karanlık korkutur eğer göremezsen çıkışı. Beşerdir, ürperir, irkilir. Yoluna taşlar koyarlar takılırsın, düşersin, kalkarsın. Dizlerin kanar, hem de çok kanar. Bazen kolların, bazen yüzün, bazen kalbin kanar.
Kanatanlar şeytanlaşanlardır; şeytana kulluk yapanlardır. Ama bilmezlerki, şeytanın kulluğunu yapmak bile Allah’ın planındandır. Sınavın kimden nereden geleceğine; kimin ne rolünde olacağına karar verenin planlarının derinliğini bilemezsin.
O role girecek kadar şeytanlaşmış olanları bekleyen bedeller ve cezalar da planın başka parçasıdır, bu sınavlara tabi olan yaralanmışları ise ödüller elbet beklemektedir .. Kim bilir dizlerinizden, yüzünüzden, kollarınızdan hatta kalbinizden akan kanlar ile hangi zehriniz temizleniyor .. Akmasına izin veren o yüce Yaradan, seni temizleyendir.
Sonra bir bakarsınki yok olur o taşlar, engebeler bir bir. Pıt pıt pıt .. Kendilerini imha etmeye başlarlar. Ve ardından arkandan bir el seni iter. Ama bu seferki iten el şeytanın çukura ittiği, arkandan kalleşlik yapan ellerden değildir. “Yürü ya Kulum!” diyen Yaradanının seni doğru kapıya yönelttiği elidir. “Sen asla yalnız değildin ama geçmen gereken türlü engebeler vardı, sınavlar vardı, şimdi artık ödül zamanı .. Yanlış yerlerde yanlış kapılarda vakit kaybı artık bitti.” der ve seni o ilahi eliyle döndürür doğru yöne; ve bambaşka bir kapının önüne getirir. O kapıyı da öyle bir açar ki, tüm dünya birleşse kapatmaya güçleri yetmez.
Yolda olmaktır şifre.
Yollara vur kendini, çık yola .. Doğru çıkışlar, doğru kapılar, doğru dönemeçler sana göz kırpacaklar. Geçtir, erkendir ama her şey zamanına tabiidir.
Mutluluk andır, andadır.
Elimizdekiler kıymetlidir.
Bizimle mutlu olan canımızdır; bizimle yürüyen bizimdir. Gerisi çer çöp ..
Çöplere bakılmaz, çöp kutusu karıştırılmaz, sadece atılır ve üstü kapanır.
Fazlalıklardan, pisliklerden arın; çöpleri çöp kutusuna at ve yoluna bak sevgili kardeşim.
BUŞRA GÜRSOY