Anayasanın Türklük tanımı : Anayasa’nın 66. maddesine göre, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşı olan, onun sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimseye Türk denir
Atatürk’ün ise “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” Şeklinde tanımlamıştır Türklüğü.
Asya’da ve Doğu Avrupa’da yaşayan, Türkçenin çeşitli lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimselere verilen addır Türk.
Mustafa Kamal Atatürk Türklüğün tanımını yapması istendiğinde şöyle cevap vermiştir.
Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en alasından bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Türük kelimesi “Türk” kelimesinin ilk halidir. Orhun yazıtlarında rastlanan türük kelimesi, savaşçı, kuvvetli ulus manasına gelir ve diğer bir karşılığı da ´töreye bağlı´ anlamındadır.
ATA TÜRK gibi TÜRK, ATA TÜRK gibi TÜRK MİLLİYETÇİ’siyiz diyoruz. Neden böyle söylüyoruz;
Türkler, tarihin en eski dönemlerinden beri belli kutsalları olan bir millettir ve değerleri üzerine kurulmuş bir yaşayış şekline sahip olmuşlardır. Millî ve manevî değerleri yüksek olan toplumların yaşamlarında, hiçbir şekilde üstüne söz söylenmeyecek kutsallar bulunur.
Sabır, tevekkül, sevgi, saygı, hoşgörü, dürüstlük, cömertlik, yardım severlik, merhamet, nezaket, hayırlı insanlarla dostluk, edep, iffet (utanma), cesaret, fedakârlık, tevazu (alçak gönüllülük), misafirperverlik, temizlik sevgisi, ilim-doğa sevgisi ve sorumluluk duygusu gibi daha nice erdemleri Soylarına aktarmışlardır.
Hüküm sürmeye başladıklarında Bilgeliğim, Cesaretin, İtidalin ve Adaletin temsilcisi olurlar.
Aile inancı kutsallarıdır ve tek eşlilik esastır. Kadınları ile beraber avlanır, savaşır, üretir ve yönetirler.
Sahip olduklarına ve yaşantısına şükredendir. Daha fazlasını elde etmek için, ağlayan, yalvaran, isyan eden değildir, olamaz. Türk’ün her şeyden evvela duruşu sağlamdır, eğilip, bükülmez. Her zaman Töre’ye bağlıdır ve hükümlerini yerine getirir. Sade ve öz konuşur, amacını ve isteğini net olarak anlatır.
Mustafa Kamal’in dediği gibi “Türk Milleti zekidir, çalışkandır” sözüyle doğru insanı tanımlamıştır. Doğruluktan ne kadar uzaklaşılırsa Türk’lük te elden gider. (günümüzde olduğu gibi)
Türklük doğuştan genler ile gelebilir ya da yaşayarak olunur. Türklerle, Türk memleketinde yaşamayı sevmişse, Türk kültürünü ve Türk töresini benimsemişse, hayata ve insana sevgisi varsa, insana mahsus erdemlere gönülden bağlanmışsa, o artık Türk olmuştur. Türklük; içten gelen bir sevgidir ve gönülden olur. Sevgi kadar güzeldir. Tabi ki Herkes Türk olmasa da olur. Olduğu kadarı Dünya’ya yeter . Mustafa Kamal “Bir Türk Dünya’ya bedeldir” demiştir.
Uzun süredir ÖZ’ümüzü ve TÜRK’lüğümüzü unutturmaya çalışılıyorlar.Uzun süredir ne duydunuz ne de söylediniz. Artık ÖZ’ümüze dönelim ve bundan sonra hep beraber her yerde Haykıralım “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
#TÜRKO
Tolga Akyel