Süper lig maçlari yayın ihalesinin bir önceki yapılanı 22 Kasım 2016 da yapılmıştı ve 2017 2018 den başlayıp 2020 2021 sonunda sona erecek 5 dönemi kapsamaktaydı. Yayın ihalesini Digitürk kazanmıştı. Medyada çıkan haberin içeriği ise aynen şuydu.
Süper lige çılgın rakam Süper Lig ve TFF 1.Ligi müsabakalarının ihalesi 10 dakika sürdü. Digitürk, KDV dahil yılda 590 milyon dolar ödeyecek diye belirtilmekteydi. Evet, adrese teslim olduğu ve bedelinin önceden belirlendiği çok açık olan ihale Süper lig gibi değeri şişirilmiş belirlenen bir lige Digitürk ün sahibi Katar sermayeli Bein medya grubu, 590 milyon dolar gibi çok büyük ücret ödemesine karşın sadece 10 dakikaya ihtiyaç duydu.
Peki uluslararası bir yayın kuruluşu olan Bein Medya Grubu, Süper ligin değerinin ödenmesi taahhüt edilen para (miktar) kadar etmeyeceğini bilemeyecek kadar tecrübesiz ve hesap bilmeyen bir kurum mudur?
Hem de canlı yayın ihalesine tek başına girmişken. Öyle olmadığı kesinlikle net olarak ortadadır. Taahhüt edilen tutarın aradan geçen sürede ne derece problemli olduğu ortaya çıksa da 10 dakikalık ihalenin perde arkasını günün birinde öğrenmeyi umarak esas probleme yani ihalenin yapılış şekline gelmekte fayda var diye düşünüyorum.
İhale biçimi kesinlikle rekabeti önlemekte olup ve haksız rekabete yol açmaktadır.2016 yılında yapılan Süper lig ihalesi yapılmadan önce A B C D olmak üzere 4 paket belirlenmiştir.
Paketlerin içeriği şöyledir;
A paketi Süper Lig maçlarının tamamını canlı olarak yayınlamak ve yayınları uluslararası kuruluşlara pazarlama hakkına sahip olmak.
B paketi TFF 1.Lig in yayın ve isim hakkını kapsıyor.Süper ligdeki 9 maçın geniş özeti de paketin içinde.
C paketi Görüntülerin cep telefonu ve internet gibi mobil yayın hakları.
D paketi A,B ve C paketlerindeki tüm yayın haklarını içinde barındırmaktadır.
Görüldüğü gibi A,B ve C paketleri yayın haklarını alternatiflere bölüyor. Oysa D paketi tüm yayın haklarını kapsıyor. Normal bir televizyon kanalının D paketini alma imkanı var mıdır? Tabii ki de yok. A paketini alma olanağı var mıdır? O da yok. Çünkü maçların açık kanaldan yayınlanması mümkün olmamaktadır.
Peki B paketini alma imkanı var mıdır? Teoride belki ama pratikte yok. Çünkü çok parası olan ve üyelik sistemi ile çalışan bir yayın platformu olan Digiturk geliyor parayı bastırıp bir anda hepsinin sahibi oluveriyor. C paketi ihalesine katılmış görünen figüranlar da mesela son ihalede Turkcell Superonline söylediğimiz tipte firmadır. Bu tip firmalarda kendi alanlarındaki yayın haklarını dahi alamıyorlar. Diğer daha başka yayın kuruluşları ise ihalenin yanına dahi yaklaşmaları mümkün gözükmemektedir. Yani aslında ihale sadece D paketi için yapılıyor A,B,C paketleri göstermelik olarak ihaleye konuluyor. Tabi ki başta kağıt üzerinde 590 milyon dolar gibi ütopik bir rakam taahhüt etmek gücüne sahip yayıncı da istediği gibi gelip ihaleyi kazanıp her şeyiyle yayın ihalesini kazanıyor. Bunun adı tek kelimeyle haksız rekabettir ve normalde Rekabet Kurumunun bu tip bir ihaleye izin vermemesi gerekmektedir. Bu durum bile normal bir ligin ülkemizde yıllardır oynanmadığının net göstergesidir. Burada yukarıdaki ihale bilgilerimizin kaynakçası Ajansspor spor sitesinde 20 Nisan 2020 de Hüseyin Özkök ün Adrese teslim yayın ihalesi çöktü başlıklı köşe yazısıdır. Bu yazıyı detaylı baştan sona okuyanlar daha geniş bilgilere sahip olacaklardır.
Bu arada yayıncı kuruluş, 2019-2020 sezonu başında satışlar düştü kulüplere ödeme yapamıyorum gerekçesini öne sürüp çekileceğini bildirmiş ama daha sonra neler olduysa tekrar yoluna devam etmiştir.
Özetle 2009-2010 sezonundan itibaren her yapılan ihalede kulüplerin kasasına giren rakamlar paraşütsüz denilebilecek biçimde sürekli gerilemiştir. Tabi buna döviz kurunun çok fazla yükselmesinden dolayı, Türk Lirası karşılığı ödemelerin sabitlenmesi sonucu oluşan gelir kayıplarını dahil etmeden bu yorumu yapmaktayız.
İlginç olan, Kulüpler gelirleri sürekli gerilediği halde birleşip itiraz etmek bir yana dursun oldukça memnun bir duruş sergilemektedirler. Bu durumda da alan memnun veren memnun tablosu oluşmaktadır.
Avrupa’nın en üst düzey beş liginde bu ihalelerin nasıl yapıldığına baktığımızda ise bu kaynağa da yine Hüseyin Özkök ün demin kaynak belirttiğimiz aynı yazısında ulaşmak mümkündür. Hiçbir ülkede canlı yayın hakları ile özet yayın hakları Türkiye de olduğu gibi aynı paketin içine hiç konulmamaktadır. Şifreli kanallar canlı yayın açık kanallar ise özet yayın ihalesine giriyor. Bizde ki ihale ise tamamen formalite icabı yapılıyor. Olaylar öyle bir kurgulanıyor ki, şifreli yayın yapacak ve güçlü taraf olan kurum adı hiç önemli olmaksızın gelip D paketine parayı bastırıp her türlü hakkı elde ediyor. Sonra da her sezon yeni bir kriz ortaya çıkıyor. Bunun adı da rekabet olarak kamuoyuna yansıtılıyor.
Gelişmeleri takip ediyoruz, bakalım doğru giden bir şeyler görebilecek miyiz?
#TürkO
Tolga Akyel