SIĞ SUDA BOĞULMAK

Yayınlama: 01.08.2019
Düzenleme: 01.08.2019 01:14
2
A+
A-
1965 Pınarbaşı/Kayseri doğumlu. 1982 Kayseri Lisesi, 1986 Atatürk Üni. Ziraat Fakültesi mezunu. Nebraska Üni./ABD de master yaptı. 1987 yılında Mühendis olarak başladığı meslek hayatını Başmüfettiş olarak 2015 yılında noktaladı. Denetim anılarını topladığı “Aklımda Kalanlar” isimli bir bloğu bulunmaktadır.

    Şayet yüzme bilmiyorsanız içine düştüğünüz suyun ne kadar derin olduğunun bir önemi yoktur.

    Süs havuzunda bile boğulabilir insan.

    Şayet, siz oturduğunuz koltuğa değil, o koltuk size değer katıyorsa, annenizin yada babanızın size isim verirken kurmuş olduğu hayaller sizin devlet adamı olduğunuz anlamına gelmez.

    Bir gün o koltuğu terkettiğinizde sizi hayırla yadedecek kimse kalmayacaktır arkanızda.

    Şayet, size oy veren insanların hassasiyetlerini bilmiyorsanız, size “Bilge” denilmesinin de bir önemi yoktur.

    Sizin, bilgeliğin “B” sinden, siyasetin “S” sinden nasibini almamış birisi olduğunuz apacık ortadadır.

    Hemen herşeyin, akla mantığa uymayan durumların bile bir izahı bulunabilir. İki kere ikinin 4 değil de 5 ettiğini anlatan yaklaşımlar var örneğin. Okuyanın kafasının karıştığı, acaba dediği yaklaşımlar.

    Ama hiç kimse, son günlerde Bilge(!) liderin söylemlerine, yaptıklarına veya yapmadıklarına akıl erdiremiyor.

    Siz hiç Sayın KIlıçtaroğlu ile ilgili herhangi bir eleştiriye, Sayın Akşener tarafından cevap verildiğini gördünüz mü?

    Ya da Sayın Karamollaoğlu tarafından?

    Veya tersi bir duruma şahit oldunuz mu?

    Olamazsınız da.

    Zira siyasi ahlak, siyasi etik, akıl, mantık buna izin vermez.

    Ama sayın Erdoğan ile ilgili her eleştiriye, Sayın Erdoğan’dan, Cumhurbaşkanlığı sözcüsünden veya AKP sözcülerinden evvel Sayın Bahçeli’yi cevap verirken görüyoruz.

    Nedir bu gayretkeşlik, bu kraldan çok kralcı tavır?

    İnsan ister istemez düşünüyor; acaba kendince tuttuğu adalet terazisinde, daha bir kaç yıl önce yapmış olduğu hakaretleri mi dengelemeye çalışıyor?

    O Erdoğan ki; daha bir kaç yıl önce Bahçelinin gözünde, tekeden sağılamayan süt, suda yanmayan ateş, balda bulunmayan tuz idi.

    Sayın Bahçeli’ye göre her vatan evladından cumhurbaşkanı olurdu ama evdeki parayı sıfırlarken haysiyetini de sıfırlayan Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olamazdı.

    Gelin görün ki, her biri hakaret davasına konu bu ithamların muhatabı, Sayın Bahçelinin Cumhurbaşkanı adayı ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyetinin Cunhurbaşkanı oldu.

    Bilgelik(!) bu olsa gerek…

    Sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için de çirkin ifadelerin yanısıra “Bundan belediye başkanı olmaz” demişti.

    Sayın İmamoğlu 850 bin oy farkı ile Başkan oldu.

    Yakında Sayın Erdoğan’dan Bilge(!) lider e “lütfen susun” ricası gelirse şaşırmamak lazım.

    Yazımızın girişinde ifade ettiğimiz, liderin kendisine oy veren seçmenin hassasiyetlerini bilmesi gerektiği ilkesine geri döncecek olursak;

    Hatırlarsınız, yenilenen İstanbul mahalli seçimlerine üç gün kala, iktidar “denize düşen yılana sarılır” misali, bebek katili Öcalan’dan medet ummuş, terörist başının HDP seçmenine tarafsız kalmaları yönündeki mesajını, devletin resmi ajansı eliyle servis etmiş ve Bilge(!) lider bu konudaki tepkisini(!) “HDP’nin vahim sapmasına, Zillet İttifakı’na verdiği rezil desteğine itirazın, tepkinin ve bundan duyduğu rahatsızlığın eseri ve sonucudur” şeklinde ifade etmişti.

    Düşünebiliyormusunuz?

    Söz konu olan binlerce masum insanın ölümüne neden olmuş bir teröristin beyanı.

    Zillet dediği şey İstanbulun %55’i. Yani 4 milyon 741 bin 870 kişi.

    Önemsediği şey bebek katili bir teröristin duyduğu rahatsızlık.

    Eleştirdiği şey, yasalara göre kurulmuş, yasal olarak denetlenen ve faaliyetlerini bu çerçevede yürüten bir partinin terörist başının talimatlarına uymaması.

    Netice mi?  Bu beyanatın ardından bir gecede Binali Yıldırım’a oy vermekten vaz geçen ve Ekrem  İmamoğlu’na yönelen 150 bin MHP seçmeni.

    Seçim sonuçlarını en doğru tahmin eden iki araştırma şiretinden bir olan Aksoy Araştırma’nın verilerine göre; Terörist başının mektubunun iktidar eliyle servis edilmesi ve Bilge(!) liderin bu beyanatından sonra ‘İmamoğlu’na oy vereceğim’ diyen MHP seçmeninin oranı yüzde 22 den yüzde 50 ye yükselmiş.

    İşte budur, sığ suda boğulmak denilen şey…

    Mehmet Akif Bahadır

    Türkiye'nin siyaset, medya ve gerçekçi haberlerinin yer aldığı haber portalı