Bir Yeni Yıl İletisi

Yayınlama: 31.12.2021
13
A+
A-
Cem Ayaz Yazar, Emekli Deniz Astsubayı. 1969 İzmir doğumludur. İlk ve orta öğrenimini İzmir’de, yükseköğrenimini de 1989 yılında deniz astsubay meslek yüksekokulunda(o zamanki adı Astsubay Sınıf Okulu ) ve daha sonra da Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Programı’na devam ederek tamamlamıştır. Deniz kuvvetleri komutanlığında, yurtiçi ve yurtdışında 28 yıl seyrüsefer branşında çeşitli kadrolarda, personel, amir, birlik komutanı olarak görev yapmış ve 2012 yılında istekle emekliye ayrılmıştır. Yaklaşık 20 yıldır edebiyat ile iç içe bir yaşam sürmekte, çeşitli internet sitelerinde yüz elliye yakın şiir, makale çalışmaları yayınlanmakta olup edebiyat dünyasının önemli isimleri tarafından da şiir ve deneme türünde deniz ve denizcilik konularında birincilik ödüllerine layık görülmüştür. Çalışma hayatına katılım aşamasında, üretime ve eğitime verdiği önemle, Arel Üniversitesi, Mektebim eğitim kurumları gibi eğitim kurumlarında idari işler müdürü olarak görev yapmıştır. Şubat 2018’de Ulak Yayınlarından ‘’Vatan Kaderine Terk Edilemez’’ adlı ilk kitabı yayınlanmıştır. parlamentohaber.com’da haber müdürlüğü görevinde bulunmuştur.

    “Taş ustaları…”

    Her yeni günde tazeleniyoruz.
    Sevinçlerimiz, hüzünlerimiz, kederler ve neşelerimiz. Umut veya umutsuzluğumuz.
    İyi ya da kötüye doğru bir yenilenme.

    “Karıncaya basmayalım aman!” diyenlerimiz var. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenler de. 
    Beş duyusu ile evreni sarıp sarmalayan veya kendi duvarlarının taş ustalarıyızdır hikayelerimizde.

    “Biraz felsefe… “

    Bütünleşme, bütünleşebilme bir beceridir somut veya soyut olan her ne varsa. Akıl yürütme, farklı farklı düşünceler ile birlikte yürüyebilme. Ortak akıl, ortak aklın ürünleri ile. Dile kolay tabi ya da satırlara dökmek kolay son tahlilde.

    Son kitabımın bir paragrafında, her şeyin bizlere bir mesajı var diye söze başlamıştım. Rüzgarın önünde savrulan yaprağın, tomurcuğa yürüyen dalların. Bir yinelenme, bir yenilenme. “Felsefe yapma” diye bir deyim vardır ya hani? Felsefe idi benimki, biraz felsefe.

    “Farklı farklı hikayeler… “

    Erol Taş’lar, Aliye Rona’ lar, Komiser Hulusi babalar, Kadir Savun, Nubar Terziyan’lar, Adile analar, Turist Ömer’ler, Kavuklu, Pişekar’lar içimizde, hep içimizde. Belki de o Yeşilçam’ın dalları, yaprakları arasında açan solan çiçekler, rüzgardan rüzgara salınan yapraklarız farklı farklı hikayelerde.

    İyiliğe, umuda, güzelliğe dair söyleyecek sözlere ve yirmidört saatimize değer ve anlam katacak eylemlere ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Biraz şiir, biraz nesir ile acilinden müdahale.

    “Geveze bir suskunluk…”

    Ne zamanki algılarımızın tokluğu, midelerimizden öncelendiğin de, yinelenme ile yenilenme arasındaki Sırat köprüsünü de geçmek için bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum.

    Filozoflara, Şairlere kulak vermiyoruz artık. Şiirlere, sayfa sayfa metinlere. Başka başka evrenlerde hayatın izlerini ararken, bir duymazlık, bir görmezlik yanıbaşımızdakilere. Bir sessiz filmin çıtçıkmazlığı, geveze bir suskunluk, büyük büyük kalabalıklar içinde.

    “Yenilenme…”

    Farkında mısınız?
    Belki de değilsinizdir.
    Ne çabuk geçiyor zaman.
    Hani derler ya “su misali” aynen öyle. 
    Belki, belki de, yinelenmeye değil de, yenilenmeye ihtiyacımız var zamanın değirmeninde.
    Bir yeni günü, bir yeni yılı, dünyamız ve yaradılanı kutsayan gözler ile…

    Hüznü ve sevinci ile bir yılı daha bitiriyoruz. 
    Şairlere, şiirlere, bir şeyler yazana, bir şeyler çizene, bir şeyler söyleyene kulak verneliyiz gibi geliyor bana.
    Bu döngünün içinde, yenilenme, yenilenme ile…

    Yeni yılınız sağlık, huzur ve mutluluk getirsin.

    Atatürk ile kalın.
    Selam ile…

    Cem Ayaz 

    Türkiye'nin siyaset, medya ve gerçekçi haberlerinin yer aldığı haber portalı