Türev ürünlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin açıklamaların yer aldığı 5 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “6.1.2 Swap İşlemleri” başlıklı bölümünde swap, “iki tarafın belirli bir zaman dilimi içinde farklı faiz ödemelerini ve/veya farklı para birimlerini karşılıklı olarak değiştirdikleri bir takas sözleşmesi” şeklinde tanımlanmıştır.
Anılan Tebliğin;
– (6.1.2.1) bölümünde, para swapı işlemi, “tarafların önceden anlaştıkları oran ve koşullarda belirli miktardaki para birimlerini değiştirmek suretiyle gerçekleştirdikleri bir işlem” şeklinde tanımlanmasının yanı sıra, para swapı işleminde elde etmenin, sözleşmenin vadesinde gerçekleştiği, vadeye kadar dönem içinde yapılan değerlemelerin (reeskont işlemlerinin) kurum kazancı ile ilişkilendirilmemesi ve kurum kazancına dahil edilecek kâr veya zararın vade sonunda tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
1- Döviz cinsinden kullanılan ve aynı anda çapraz swap sözleşmesi ile TL’ye sabitlenen kredilerin TL olarak mı, yoksa döviz kredisi olarak mı değerlemeye tabi tutulacağı,
2- Döviz cinsinden kullanılan ve aynı anda çapraz swap sözleşmesi ile TL’ye sabitlenen yatırım kredilerinin döviz kredisi olarak dikkate alınması durumunda;
– Yatırım döneminde swap sözleşmesinden kaynaklanan gelir ve giderin, yatırım maliyeti ile mi ilişkilendirileceği, yoksa doğrudan kurum kazancının tespitinde mi dikkate alınacağı,
– Yatırım döneminden sonra swap sözleşmesinden kaynaklanan gelir ve giderin, yatırım maliyeti ile mi ilişkilendirileceği, yoksa doğrudan kurum kazancının tespitinde mi dikkate alınacağı hususlarında uygulama aşağıda yazılı şekilde olacaktır.
Swap işlemi (çapraz swap) her iki (para ve faiz) swap türünü aynı anda içeren bir swap işlemi olup, alınan döviz kredisi aynı anda swap işlemi ile Türk Lirasına dönüştürülmekte, bu sayede şirket döviz kuru ve faiz oranlarında meydana gelecek değişikliklerden korunmakta, yatırımlar tamamiyle Türk Lirası kredi ile finanse edilmekte ve efektif yükü swap sözleşmesi ile sabitlenen Türk Lirası anapara ve kredi faizlerinden ibaret hale gelmektedir. Bu bakımdan söz konusu swap sözleşmesi ile Türk Lirasına sabitlenen kredilerin Türk Lirası kredi olarak değerlemeye tabi tutulması, bu kredilerin döviz değerlemesine tabi tutulmaması gerekmektedir.
Diğer taraftan, yatırım harcamaları için temin edilen uzun vadeli döviz kredisinin, yapılan swap sözleşmesiyle Türk Lirasına sabitlenmiş olması nedeniyle, sadece kredi faiz ödemelerinin iktisadi kıymetlerin aktife alındıkları dönemin sonuna kadar olan kısmının maliyet bedeline intikal ettirilmesi gerekmektedir. Aktifleştirme döneminden sonra ortaya çıkan kredi faizlerinin ise seçimlik olarak gider yazılması veya söz konusu yatırımın maliyetine ilave edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ahmet Akın