Suriye; Yarınsız Kalmış Bir Ülke…

Yayınlama: 15.12.2024
Düzenleme: 14.12.2024 05:20
43
A+
A-
1950 yılında doğdu. Mersin İleri İlkokulu ve Mersin Ticaret Lisesinden sonra 1971 yılında Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme bölümünden mezun oldu. Özel teşebbüste üretim planlama, pazarlama ve muhasebe departmanlarında görev yaptı. 1976 yılında Mersin’de Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak çalışmaya başladı. Mali Müşavir ve Muhasebeciler Birliği Dernek çalışmalarında bulundu. 1990-1998 döneminde Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanlığı görevini üstlendi. Mersin Üniversitesi Geliştirme Vakfı (MÜGEV), Mersin İdman Yurdu Spor ve Eğitim Vakfı (MİYSEV) ve Mali Müşavirler Eğitim Vakfı (MEV) kurucu üyesi oldu. Mersin Atatürkçü Düşünce Derneği, Mersin Tüccar Kulübü, Mersin Tenis Kulübü, Mersin Briç Spor Kulübü, Mersin Temiz Toplum Derneği, İçel Sanat Kulübü, Mersin İdman Yurdu Spor Kulübü, Mersin Kuvayı Milliye Spor Kulübü, SODEV, Mersin Ticaret Liseliler Derneği, Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği, Galatasaray Spor Kulübü, Yenişehir Briç Spor Kulübü ve 1972 yılından itibaren Cumhuriyet Halk Partisi üyesi. 2013 yılından beri de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis üyeliği görevini yürütmekte. Gazeteci-Yazarlığa devam ediyor. “Konular ve Görüşler” ile “Sözün Bittiği Yerdeyiz” isimli, İhracat Sektöründe Tekdüzen Muhasebe ve Kambiyo, Serbest Bölgeler, Maliyet Muhasebesi, Dış Ticaret İşlemlerinde Tekdüzen Muhasebe ve Kambiyo, İnşaat Sektöründe Tekdüzen Muhasebe ve Yapı Kooperatifleri konulu kitaplarım yayımlandı. Adana Yeminli Mali Müşavirler Odası üyesi üyesiyim. Halen Yeminli Mali Müşavir olarak Mersin’de faaliyet göstermekte. 1998-2008 döneminde TÜRMOB ve TESMER’de Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Evli ve Barış, Serdar ve Murat adlarında üç çocuk babası.

    Beşar Esad, 2011’de rejimine karşı barışçıl protestoları şiddetle ve acımazsızca bastıran ve bunun sonucunda bir iç savaşa yol açan adam olarak sonsuza dek hatırlanacak. Yarım milyondan fazla insan öldürüldü, yedi milyon kişi mülteci oldu.

    Rusya ve İran’ın yardımıyla isyancıları ezdi, sindirdi ve hayatta kaldı. Rusya, müthiş hava gücünü kullanırken İran, Suriye’ye askeri danışmanlar gönderdi ve komşu Lübnan’da desteklediği milis gücü olan Hizbullah, iyi eğitimli savaşçılarını konuşlandırdı.

    Bu sefer işler ters döndü. Müttefikleri, kendi işleriyle meşgul oldukları için onu yanlızlığa terk ettiler. Onların yardımı olmadan, birlikleri İslamcı militan grup Hayat Tahrir el-Şam (HTS) liderliğindeki isyancıları durduramadılar ve bazı yerlerde görünüşe göre isteksizlerdi.

    Öncelikle, geçen hafta ülkenin ikinci büyük şehri olan Halep’i neredeyse hiç direnişle karşılaşmadan ele geçirdiler. Sonra Hama ve birkaç gün sonra da Humus’un kilit merkezi. İsyancılar doğudan ve güneyden de ilerlediğinden, saldırı Şam’ı izole etti. Birkaç saat içinde savaşçılar başkente, Esad’ın iktidar merkezine girdiler.

    Suriye’yi terk eden mültecilerin büyük bir çoğunluğu Türkiye’de ve bu yerel olarak hassas bir konu. Birçok insan Esad’ın gitmesinden mutlu. Ama sonra ne olacak? HTŞ’nin kökleri El Kaide’de ve şiddet dolu bir geçmişe sahip.

    Son yıllarını kendilerini milliyetçi bir güç olarak yeniden markalamaya çalışarak geçirdiler ve son mesajlarında diplomatik ve uzlaşmacı bir ton var.

    Ancak çoğu ikna olmadı ve rejimi devirdikten sonra ne yapmayı planladıkları konusunda endişeli. Endişenin en önemli tarafı Suriye bir şeriat devleti olur mu. Aynı zamanda, dramatik değişiklikler tehlikeli bir güç boşluğuna yol açabilir ve sonunda kaosa ve daha da fazla şiddete neden olabilir.

    Esad ailesinin elli yıllık iktidarının sonu bölgedeki güç dengesini yeniden şekillendirecek. Mossad önemli bir rol üslenecek. İran, yine nüfusunun

    önemli bir darbe aldığını görüyor. Esad yönetimindeki Suriye, İranlılar ile Hizbullah arasındaki bağın bir parçasıydı ve gruba silah ve mühimmat transferi için kilit öneme sahipti.

    Hizbullah, İsrail ile bir yıllık savaşının ardından ciddi şekilde zayıfladı ve geleceği belirsiz.

    İran destekli bir diğer grup olan Yemen’deki Husiler, hava saldırılarında defalarca hedef alındı. Tüm bu gruplar, Irak’taki milisler ve Gazze’deki Hamas ile birlikte Tahran’ın Direniş Ekseni olarak tanımladığı şeyi oluşturuyor ve bu eksen artık ciddi şekilde hasar gördü.

    Bu yeni tablo, İran’ın varoluşsal bir tehdit olarak görüldüğü İsrail’de kutlanacak. Sadece kutlamakla kalmayarak Suriye topraklarında yayılmacı bir politika izleyeceklerdir. Suriye halkı Başer Esad’ın barbar rejimi altında çok uzun süre acı çekti ve onun gitmesi memnuniyet yarattı. Esad rejimi için çok az gözyaşı döküldü, ancak rejimin çöküşünün etkileri konusunda yaygın endişeler var.

    AHMET AKIN

    Türkiye'nin siyaset, medya ve gerçekçi haberlerinin yer aldığı haber portalı