İki gün aradan sonra Türkiye’nin ne konuştuğunu düşündüm.
Fetö terörünün getirdikleri ile sonuçları,
PKK terör örgütü ve gelinen nokta,
ABD ile ilişkiler,
Rusya ile ilişkiler,
Suriye ile olan ve gizli yapıldığı görüşmelerin iç yüzü,
İran ile ilişkiler,
Suud Kralı ile gelişen ilişkiler,
Mısır ile olan ilişkiler ve son gelişmeler,
Afrika ülkelerine açılış.
Karadeniz’de şöyle bir fıkra anlatılır: Temel İstanbul’da bir suç işler ve yakalanır.
Yargıç sorar; Temel anlat bakalım nasıl oldu?
Temel Karadeniz’den çıkışını anlatır.
Anlatır ama bir türlü İstanbul’a gelemez.
Sık sık belli mesafeye gelir ve tekrar Karadeniz’e gelir.
Bunu fark eden yargıç sinirlenir ve sanık Temel’e “Hadi artık gel İstanbul’a.” Deyince Temel cevap verir: Heee! İstanbul’a geleyim de beni cezalandır değil mi?
Şimdi gerek siyaset,
Gerek iktidar yanlısı yazarlar,
Gerek yandaş akademisyenler, bütün yukarıda ifade ettiğim konuları öyle ateşli anlatırlar ki; sanırsınız her şey yolunda.
Ama işin aslı öyle değil,
Vatandan kan ağlıyor.
Vatandaş geçinemiyor.
Vatandaş geçim derdinde.
Aydınlar kitap alamıyor.
Aydınlar okuyamıyor.
Örnek mi?
Dr. Tahir ÜZGÖR’ün Fehim-i Kadim. Hayatı, sanatı, divan’ı ve metnin bugünkü Türkçesi adlı kitap bez kapaklı. 1991. Ankara basımı halen piyasada var. Örneğin Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunda ve halen sanırım 4.5 lira.
Nereden mi biliyorum?
Geçen hafta bu kitaba bakarken şuna şahit oldum. Yeni baskısı 120 lira olunca şok oldum.
İlgilisine; yanlış mı gördüm? Deyince aldığım cevapla doğru olduğuna şahit oldum.
Yalnız bu mu onlarcası.
Bunun ekonomik sıkıntı ile ilgisi yok diyenler olursa bana susmak düşer.
Alaeddin Usta