SİYASET DİLİ

Konfüçyüs yaklaşık 2500 yıl önce; “Bana bir dil verin, size bir millet yaratayım.” demiş.

Üzerinde yaşadığımız dünyada çok uzun ömür diye tanımlanan süre 100 yaş ve üzeridir.

Örneğin babam 100 yaşında.

Türkiye’de bu yaş ve üzeri yaşayan insan sayısı sanırım oldukça azdır.

Şimdi ise sonuç: Herkes mutlaka ölecektir.

Bazıları eserleriyle,

Bazıları söylemleriyle,

Bazıları da elbette eylem ve icraatlarıyla.

Sonuç; musalla taşında herkes eşit.

Türkiye’de eşit olan bir şey vardı. O da trafikti.

Şimdilerde o da bozuldu.

Herkesin rütbesine,

Unvanına göre bu hakkı istismar etmektedir. Bunların hepsine eyvallah da iş dile gelince, işte zurnanın “zırt” dediği yer burası.

Değerli okurlarım kütüphanemi ve kapasitesini iyi bilirler.

Ama söylemem gerekirse yaklaşık 20 bin kitabım var.

Bilimsel olarak birçok eski kaynağı kütüphanemde bulma olanağı var.

Birkaç bin Atatürk’le ilgili olan,

Sadece Trabzon ile ilgili binin üstünde,

Türk dili ile ilgili bir o kadar,

Atasözü ve deyimler de bir o kadardır.

Ama kütüphanemin en önemli köşesi sözlük ve ansiklopediler köşesidir.

Noksanlarıyla!

Bunlar neler mi?

Argo sözlükle,

Siyaset sözlüğü.

Antik kitap olduğu için Ferit DEVELLİOĞLU’nun “Argo Sözlüğü”nü kütüphanemde saklıyorum.

Bunun dışında “Hukuk Terimleri Sözlüğü”’den alın da “Türkçe sözlük”, “Deniz Balıkları Sözlüğü”, “Türk Söylence sözlüğü”, “Maliye sözlüğü”, “Felsefe sözlüğü”, “Müzik sözlüğü”ne kadar onlarcası mevcut.

Ama emin olun “Siyaset terimleri” sözlüğünü bugünkü lisanla buraya koyamazdım.

Neden mi torunlarımdan utanırdım da ondan.

Hep düşünüyorum: Bir siyaset ya da “Siyasi terimler” sözlüğü mu hazırlasam diye.

İyi ama öldükten sonra bunu piyasadan nasıl toplayabilirim?

Yahut Türk kamuoyu beni nasıl aşağılar.

Ya da Türk halkının önüne bunu nasıl sunarım?

Ama “Gerçekler hiçbir zaman şüphelerden kötü olamaz.” Bu da bir gerçek.

Siyaseti azıcık takip edenler ne demek istediğimi anlayacaklardır.

Alaeddin Usta