Öğretmen kökenli olunca kanıma dokunuyur abi!
Bağlı olduğum ilçe olduğundan zaman zaman ilçe merkezine giderim.
Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yüzünden Yenimahalle Belediyesinden alınıp Etimesgut’a bağlandık.
Hem de isteğimiz dışında.
Ama ilçe var da yok gibi.
Allah’tan ilçe merkezinden oldukça uzak ve Çankaya’ya daha yakınız.
Dün de yine Etimesgut İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne işim düştü.
Milli Eğitim var da yok gibi.
Personelinin neredeyse tamamı,
Yöneticilerin hepsi sırtını bir yerlere dayamış, onu da açıkça ifade ederek iş sahiplerini ya görmemezlikten geliyor ya da yok sayıyorlar.
İşin ne olursa olsun.
Bunu nerden mi biliyorum?
Tavırlarından,
Yaklaşımlarından belli oluyor.
Sizi dinleyen yok.
Sizi umursayan yok.
Herkes birbirine havale ediyor.
Hani var ya; “Aslan kediye emrediyor, o da kuyruğuna” misali.
Yan, personel var.
Ama iş yok.
Namdar Haydar’ın bir şiirinin nakaratında dediği gibi; “Ne derlerse evet de/Hemen salla başını/Gerdan kırıp boyun bük/Her ay al maaşını” misali.
Ancak daha da önemlisi çalışmayana da hesap soran yok.
Kimin baş, kimin ayak olduğu belli değil.
Mesai içinde uyuyanı mı?
Ayağında terlikle dolaşanı mı?
Yine mesai içinde “Abdest almaya gideni” mi?
Yani her dertten yüz gram var.
Alaeddin Usta