Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, bugün jürisi seçilecek Rıza Sarraf davasını ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, bugün jürisi seçilecek Rıza Sarraf davasını ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘vergi cenneti’ restleşmesini yazısına konu edindi.
Selvi, Ankara kulislerinde Alman istihbaratı kaynaklı birtakım söylentilerin dolaştığını ve bunların CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında Erdoğan’a yönelik sarf ettiği, “yurtdışında vergi cennetleri” sözleriyle örtüştüğünü iddia etti.
Selvi, Rıza Sarraf’ın kendi dosyasında pazarlık yapıp, anlaşmaya vardıktan sonra başka bir dosyada kamu tanığı olduğunun söylendiğini öne sürerek, “Türkiye’nin yargılanması ise söz konusu değil. Bize karşı farklı bir sistemin uygulandığı gerçek ama Türkiye’nin büyük bir ekonomik felaketle karşılaşacağı yönündeki beklentiler gerçekçi değil.” satırlarını yazdı.
Selvi ayrıca, Sarraf davası için seçilen bilirkişilere dikkat çekerek, “Onları Yahudi kimlikleri üzerinden eleştirmek aleyhimize olabilir. Çünkü hem Amerikan kamuoyunda hem de yargı sisteminde referans kabul edilen kişiler.” yorumunu yaptı.
Selvi’nin Hürriyet gazetesinde yayımlanan ‘Zarrab ayarlı Cumhurbaşkanlığı hesapları’ başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Soğukkanlı olmak gerekir. Söz konusu Erdoğan olunca, umutlarını Reza Zarrab’ın itiraflarına bağlayanlar az değil.
Hatta Erdoğan zarar görecek diye ellerini ovuşturuyorlar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salı günü grup toplantısında bunun işaretini vermiş, “Sevgili Erdoğan, çocuklarının, bir çıta yükseltiyorum, eniştenin, dünürünün, kardeşinin eski özel kalem müdürünün, yurtdışında vergi cennetlerinde bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiklerini biliyor musun?” diye sormuştu. Ankara kulislerinde bir süredir Alman istihbaratı kaynaklı birtakım söylentiler dolaştırılıyor. Bu iddialar ile Kılıçdaroğlu’nun sözleri örtüşüyor. İlginç. CHP lideri daha önce de 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” diyerek, Alman istihbaratı ile benzer dili kullanmıştı. Erdoğan bu kartı gördü, resti çekti. “Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında bir kuruş parası varsa herhangi bir bankada, çıksın bunu ispat etsin. İspat ettiği anda Cumhurbaşkanlığı makamında bir dakika durmayacağımın taahhüdünü veriyorum” diyerek meydan okudu. Erdoğan bu meydan okumaları sürdürerek, kamuoyu algısını yönetecek. Böylece 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olarak kendisine karşı yürütülen “zaman ayarlı” operasyonu boşa çıkarmayı hedefliyor.”
Parlamentohaber.com | Korku yok!