BirGün AnkaraEskişehir’in Tepebaşı Belediyesi ile Alpu Belediyesi’nin sınırları içerisinde yer alan ve birinci sınıf tarım
BirGün Ankara
Eskişehir’in Tepebaşı Belediyesi ile Alpu Belediyesi’nin sınırları içerisinde yer alan ve birinci sınıf tarım arazilerine sahip, SİT alanı Alpu Ovası’nda yapılması planlanan termik santrale, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal tepki gösterdi.
Sanayi devriminden sonra fosil yakıtların yoğun şekilde kullanılmasının “küresel ısınma” ile birlikte “küresel iklim değişikliği”ni de dünyanın gündemine getirdiğini hatırlatan Sarıbal, termik santral inşasının da benzer zararları doğuracağını söyledi.
Dünyada elektriğin yüzde 40’ının termik santrallerden sağlandığını, karbondioksit salımının üçte birinin kömür kullanımından kaynaklandığını ifade eden Sarıbal, “Alpu Termik Enerji Santralinde ana yakıt olarak yılda yaklaşık yılda 6,3 milyon ton yerli kömür tüketilecektir. Eskişehir’de yıllık 76 bin ton kömür yakıldığı dikkate alındığında kurulması planlanan termik santralde yakılacak kömür Eskişehir’de yakılan kömürün yaklaşık 83 katıdır” dedi.
“2 milyon ton atık oluşacak”
1,8 milyar dolar bedelli proje kapsamında 35 yıllık ekonomik çalışma süresince ihtiyaç duyulacak kömür miktarının toplam 221 milyon ton olduğunu, santral işletmeye geçtiğinde yılda 1,6 milyon ton taban külü ve uçucu kül ile 350 bin ton alçıtaşı olmak üzere yaklaşık 2 milyon ton atığın oluşacağını ifade eden Sarıbal, şunları söyledi:
“Termik Santralin yapılmasının planlandığı Alpu Ovası Porsuk Nehri tarafından ikiye bölünmektedir. Bu ovanın genelinde Porsuk Irmağından tali kanallarla sulu tarım yapılmaktadır. Bölgede ağırlıklı olarak buğday, mısır, şeker pancarı, ayçiçeği ve sebze tarımı ve hayvancılık yapılmaktadır.
Termik Santral yalnızca kurulduğu bölgedeki tarım alanlarını etkilemez. Baca gazlarının ve külün rüzgâr ve asit yağmurları ile ulaştığı her yerde çevreyi, insan, hayvan ve toprak sağlığını, tarımsal üretim desenini tehdit eder.
Kömürlü termik santrallar oluşturdukları kül dağları ve asit yağmurlarıyla da başta ormanlar ve sulak alanlar olmak üzere doğaya ve tarım alanlarına büyük zarar vermektedir.
Termik santralin kurulması düşünülen Beyazaltın Mahallesi çiftçileri gerek Sulama Kooperatifi sayesinde gerekse kendisine ait ruhsatlı, derinliği 150-200 metre olan kuyularla, 70- 80 metre seviyeden çıkan yer altı suyu sayesinde tarım yapmaktadır.
Yer altı maden işletmesinde kömürün 350 metre derinlikten galeri açmak suretiyle yerüstüne çıkarılacağı düşünülürse bu bölgede bulunan yer altı suyunun akıbeti ne olacaktır? Bu yer altı suyu boşaltılırsa tarımda kullanılacak suyu sağlayacak başka bir imkân bulunmamaktadır.
Termik santrallerde soğutma, buhar elde etme ve temizleme gibi çeşitli amaçlarla su kullanılmakta ve tüm bu işlemler sonucunda tonlarca atık su oluşmaktadır. Bu miktar ve özellikteki atıkların ne kadar işlemden geçirilirse geçirilsin çevre kirliliğine yol açması kaçınılmazdır.
Hava kirliliğine yol açan bütün bu kirleticiler solunan havayla akciğer kanseri, kronik bronşit, astım ve kalp hastalıkları başta olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa neden olurlar; özellikle de çocukların ve kronik hastalığı olanların ve yaşlıların hastalanmasına veya mevcut hastalıklarının ağırlaşmasına neden olarak erken ölümlere yol açarlar. Ayrıca salınan ağır metaller etki alanında olsun veya olmasın tüm canlılar gibi hayvancılık, su ürünleri ve arıcılığın doğrudan veya dolaylı olarak olumsuz etkilenmesine sebep olur.”
Parlamentohaber.com | Korku yok!