Pek kıymetli, muhterem kardeşim.
Bu mektupta sana müjdeli bir haber vererek, helâllik isteyeceğim.
Biliyorum, bize kırgınsın, bize kızgınsın.
Haklısın…
Seni gerektiği gibi savunamadık.
Bu alçak düzenin, maalesef henüz değiştiremedeğimiz laik yasaları gereği seni hiç haketmediğin şekilde ceza evine koymak zorunda kaldık.
Oysa biz de biliyorduk, küçüğün rızasının olduğunu…
Maalesef dinimizin müsade ettiği, ancak bu alçak düzenin yasakladığı, sandalyeye oturduğunda ayakları yere değen bir kızımız ile evlenmiş olmanız, hiç bir şekilde cezaevine girmenizi gerektirmiyordu ama sesimizi çıkaramadık.
Eşinize gösterdiğiniz tepki yüce kitabımızın hükümlerine uygundu.
Size karşı gelen eşinizi önce sözle ikaz etmiştiniz, sonra yatağınızı ayırmıştınız ve son çare olarak yüzüne vurmamak kaydı ile onu dövmüştünüz ama laik düzenin hakimleri bu durumu anlayamazdı.
Yine yatılı bir Kuran kursunda erkek çocuklar ile şakalaşmanız, onları sevgi ve şefkat ile kucaklamanız hiç bir şekilde cinsel taciz değildi.
Ve bir kereden birşey olmazdı ama o hakimlere bunu anlatamadık.
Öte yandan, biz de seninle aynı görüşteydik.
O kadının o saatte orada olmaması lazımdı.
Üstelik giysileri de hiç uygun değildi ve şuh kahkahalar atıyordu.
Kim olsa seninle aynı şeyi yapardı.
Ama merak etme…
Allahu teala bizimle beraber.
Bizlere lütuf olarak bir virüs gönderdi.
En kısa sürede bu lütufun gereğini yerine getireceğiz ve sizlerin özgürlüğünüzü iade edeceğiz.
Umarım bizleri affedersiniz.
Koğuş arkadaşın Allaattin’e de selam ve saygılarımızı ilet.
Ona da müjdeyi ver.
Bu vatan için kurşun yiyen de kurşun atan da başımızın tacıdır.
Bir de bizim mahalleden bir kader kurbanı vardı sizin koğuşta.
Onun da bizce bir suçu yoktu.
Uyuşturucuyu zengin sosyete çocucuklarına satıyordu.
Bu ülkenin dini bütün insanlarına bir zararı yoktu.
O da müjdeyi hakediyor.
Sizler için güzel günler çok yakın.
Ama o alşak vatan hainleri, o satılmış karaktersizler hiç ümitlenmesin.
Onlar ki; Reiz’e yan bakan alçaklar.
Onlar ki; iktidarımızı yolsuzluk ile itham eden gazeteci kılıklı zavallılar.
Onlar ki; kahraman askerimizin Suriye’de ne işi var diyen vatan hainleri.
Onlar ki; “barış isteriz” diyen akademisyen kılıklı satılmışlar.
Onlar ki; Bank Asya’ya para yatıran şerefsizler.
Onlar hayatlarının sonuna kadar hücrelerinde cürüyecekler.
Selam ve dua ile muhterem kardeşim…
Mehmet Akif Bahadır