Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Shetty, Türkiye Direktörü Eser’i Silivri’de ziyaret etti

Adalet Bakanlığı’ndan aldığı özel izin ile 9 Eylül’de Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’ne giden Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Shetty, Büyükada soruşturması kapsamında 7 diğer aktivistle birlikte ‘terörizm’ suçlamaları ile  yaklaşık 2 aydır Türkiye’de tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser’i ziyaret etti.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Shetty, Türkiye Direktörü Eser’i Silivri’de ziyaret etti
Yayınlama: 11.09.2017
2
A+
A-

Adalet Bakanlığı’ndan aldığı özel izin ile 9 Eylül’de Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’ne giden Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Shetty, Büyükada soruşturması kapsamında 7 diğer aktivistle birlikte ‘terörizm’ suçlamaları ile  yaklaşık 2 aydır Türkiye’de tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser’i ziyaret etti.

Shetty, ziyaretten 3 gün önce Eser’i ziyaret için talepte bulunmuş ancak ilk aşamada izin çıkmamıştı.

‘SADECE İNSAN HAKLARI ALANINDA YAPTIKLARI ÇALIŞMALAR NEDENİYLE TUTUKLANDILAR’

 Shetty, Eser’i ziyaret etmek için tutuklu bulunduğu cezaevine geldiğini belirterek, “İdil Eser ve arkadaşları Büyükada’da düzenlenen çalıştay sırasında tutuklandılar, hiçbir delil sunulmadan. Sadece insan hakları alanında yaptıkları çalışmalar nedeniyle tutuklandılar. Ben buraya hem Uluslararası Af örgütünün dayanışmasını göstermek için hem de insan haklarının suç olmadığını ifade etmek için geldim” dedi.

‘ARKADAŞLARININ ONU ZİYARET EDEBİLMESİ İÇİN BİR TALEPTE BULUNDUM’

Yaklaşık 1 saat süren ziyaret sonrası açıklamada bulunan Shetty, “Biliyorsunuz İdil’in ailesi yok. Ve şu anda, halihazırda yakın arkadaşları da onunla görüşemiyor. Ben Adalet Bakanlığı ile görüşmemde arkadaşlarının da gelip onu ziyaret edebilmesi için bir talepte bulundum. Umarım bu talep de gerçekleşir ve arkadaşları gelip onu ziyaret eder.

‘BÜYÜKADA’DA TUTUKLANANLAR HERHANGİ BİR HUKUKSUZ FAALİYETTE BULUNMUYORLARDI’

Eser’in ‘gayet iyi göründüğünü ve koşullarının da iyi göründüğünü’ söyleyen Eser, “Ama onun iyi olup olmaması değil, sorun ilk başta neden şu anda tutuklu olduğudur. Büyükada’da tutuklananlar herhangi hukuksuz bir faaliyette bulunmuyorlardı. Dolayısıyla İdil’in vermek istediği mesaj, insan hakları, insan onuru için hala savaşacağıdır. Af Örgütü ile birlikte, savaşacağı değerlerin arkasında duracağıdır” dedi.

‘BİZİM BURADA TEK BİR TALEBİMİZ VAR; BU İNSANLARIN DERHAL TAHLİYE OLABİLMESİ’

Shetty sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim burada tek bir talebimiz var; bu insanların derhal tahliye olabilmesi. Çünkü bu insanların şu anda tutuklu olması için hiçbir kanıt bulunmuyor. Bu insanların şu anda cezaevlerinde olmalarının herhangi bir temeli yok. Bu insanlar sadece insan hakları çalışmaları nedeniyle cezaevindeler. Dolayısı ile derhal tahliye edilmeleri gerekir.”

‘BYLOCK’A DAİR HİÇBİR KANIT BULAMADIK’

Habertürk’ten Nalan Koçak’ın da sorularını yanıtlayan Shetty’nin açıklamaları şöyle: 

 “Amacımız 2 çalışanımızın serbest bırakılmasını sağlamak. Hükümet, ‘Bu olayların Af Örgütü’yle alakası yok; bireysel vakalar’ diyor. Ama 2 çalışanımız tutuklu ve son 2 ayda hükümete yakın basın kuruluşlarında bize karşı sistematik bir kampanya yürütüldü. Trajik olan, bu 2 insan terörist tanımına o kadar uzak ki… Kurum içi soruşturma yaptık, adli bilişim desteği aldık ve ByLock’a dair hiçbir kanıt bulamadık” dedi

– Gösterilen deliller ne?

Bize hiçbir delil gösterilmedi. Tutuksuz yargılama yapılabilir. Bunu söylediğimizde hep ‘Ama durum ByLock’la alakalı’ diyorlar. ByLock’u olan ve serbest bırakılan kişiler var.

– Ankara’daki temaslar nasıl geçti?

Sayın bakan, darbe olduğunda neden sessiz kaldığımızı sordu. Bu yanlış. Bizim küresel politikamız, darbeler karşısında yorum yapmamak. Çünkü çoğu, siyasi meseleler. Ama Türkiye vakasında istisna yaptık ve bir sonraki gün darbeyi açıkça kınadık. İlk tepki gösterenlerden biriyiz. Bununla da kalmadık. Normalde bir ülke OHAL ilan ettiğinde kınarız. Ama Türkiye’deki durumun istisnai olduğunu, OHAL’i insan haklarına saygı koşuluyla anladığımızı belirttik. Bize bir başka söylenen şey de ‘Hep Türkiye’yi eleştiriyorsunuz’ oluyor. Eleştiriyoruz çünkü bu işimiz. Son 1 yılda Türkiye’de pek çok insan hakları ihlali oldu.

Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllar önce bir şiir okumuş ve tutuklanmıştı. O dönem Erdoğan’ın serbest bırakılması için kampanya yaptık. Biz dünyadaki tüm hükümetleri eleştiriyoruz. Mesela Fransa’yı, neden sürekli OHAL’i uzatıyorlar, bunu sorguluyoruz. Fransız hükümetinin İslam karşıtı bir yaklaşımı olduğunu söylüyoruz.”

‘SUU KYİ’YE VERDİĞİMİZ BARIŞ ÖDÜLÜNÜ GERİ ALMAYI TARTIŞIYORUZ’

– Arakan Müslümanları konusunda çalışmalarınız neler?

“Yıllardır Rohingya halkının sorunlarını gündeme getiriyoruz. Hep bunun daha derinde, Budist bir ülkede yaşayan Müslümanlara ayrımcılık meselesi olduğunun altını çizdik. Myanmar Lideri Su Kyi serbest bırakıldıktan sonra Nobel Ödülü almaya Oslo’ya giderken onunla birlikteydim. Özel jette birlikte seyahat ettik. Daha sonra Af Örgütü olarak biz de kendisine bir barış ödülü verdik. Şimdi o ödülü geri almayı tartışıyoruz.

Sadece Myanmar da değil, mesela Katar konusu… Suudi Arabistan, Katar’a ‘Terör destekçisi’ diyor. Bu bir şaka olmalı. Ya da Mısır’da Mursi’nin durumu. Mursi konusunda pek çok çağrı yaptık serbest bırakılması için. Liste uzun… Türk hükümetiyle aslında pek çok konuda aynı düşünüyoruz. Şunun farkındayız, Batı sevmediği hükümetleri hedef almak için insan haklarını kullanıyor. Bunu kendi içimizde çok tartışıyoruz.

‘BİRİLERİ FAZLA HOLLYWOOD FİLMİ İZLİYOR’

– Yetkililer ‘Durumun Af Örgütü’yle alakası yok’ diyor ama ikna olmamış gibi görünüyorsunuz. Sizce tüm bu yaşananların nedeni ne?

Spekülasyon yapmak istemiyorum ama Büyükada’daki toplantıda bir Alman vardı. Türkiye’nin Almanya’yla büyük bir sorun yaşadığını biliyoruz. Belki de çapraz ateşin arasında kaldık. Adalet Bakanı, görüşmemizde “Türk adaletine güvenin, adil yargılanacaklar” dedi. Tabii ki soruşturma yürütmek Türkiye’nin hakkı. Ama biz öncelikle çalışanlarımızın serbest bırakılmasını, tutuksuz yargılanmalarını istiyoruz.

– Peki ya Büyükada toplantısındaki bütün o haritalar, planlar…

Bence birileri fazla Hollywood filmi izliyor. Kraldan çok kralcılık yapanlar var, rejime ne kadar bağlı olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlar. Bence hükümet olanların pek farkında değil.

SORUŞTURMA SÜRECİ

Büyükada’da 5 Temmuz’daki toplantı sonrasında 10 kişi gözaltına alındı.

18 Temmuz’da hakimliğe çıkarılan şüphelilerden İdil Eser, Veli Acu, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran ve İsveç vatandaşı Ali Ghravi ile Alman vatandaşı olan Peter Steudtner’in, ‘Silahlı terör örgütüne yardım etmek’suçlamasıyla tutuklanmalarına karar verdi.

Şüpheliler İlknur Üstün, Nalan Erkem, Nejat Taştan, Şeyhmus Özbekli ise yurtdışına çıkış yasağı ve haftada 3 gün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Ancak 21 Temmuz’da savcı, serbest bırakılan 4 kişinin tutuklanmasını talep etti. 23 Temmuz’da Nalan Erkem ve İlknur Üstün tutuklanırken; 25 Temmuz’da gözaltına alınan Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli haftada 2 gün adli kontrol şartıyla ve yurtdışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldı.

Haziran başında Af Örgütü’nün Türkiye şubesinde çalışan Taner Kılıç da FETÖ ile bağlantılı olduğu suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Türkiye'nin siyaset, medya ve gerçekçi haberlerinin yer aldığı haber portalı