Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon beklentilerini korudu. TCMB’nin yeni Başkanı Fatih Karahan “Enflasyon Raporu 2024-I” sunumunu gerçekleştirdi. TCMB Başkanı Karahan, enflasyon beklentilerinin 2024 yılı sonunda yüzde 36, ardından 2025 yıl sonunda yüzde 14 seviyesinde korunduğunu bildirdi. Karahan, orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefine yakınsayarak istikrar kazanacağının tahmin edildiğini söyledi. TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın konuşmasından […]
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon beklentilerini korudu. TCMB’nin yeni Başkanı Fatih Karahan “Enflasyon Raporu 2024-I” sunumunu gerçekleştirdi. TCMB Başkanı Karahan, enflasyon beklentilerinin 2024 yılı sonunda yüzde 36, ardından 2025 yıl sonunda yüzde 14 seviyesinde korunduğunu bildirdi.
Karahan, orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefine yakınsayarak istikrar kazanacağının tahmin edildiğini söyledi.
TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Merkez Bankası olarak güçlü ekibimizle birlikte dezenflasyonu tesis etmeye yönelik çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.
Enflasyon hedeflerimizle uyumlu seviyelere gelene kadar parasal sıkılığı korumakta kararlıyız. Enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını yakından takip ediyoruz. Enflasyon görünümünde herhangi bir bozulmaya kesinlikle izin vermeyeceğiz.
Kalıcı fiyat istikrarına ulaşana kadar politika duruşumuzu sürdürerek enflasyonu tahmin ettiğimiz patikaya düşürecek ve orta vadede ekonomimizi kalıcı fiyat istikrarına ulaştıracağız.
Küresel olarak önümüzdeki dönemde faiz indirimlerinin zamanlaması ve hızı önem kazanmıştır. Merkez Bankalarının indirim süreçlerini kademeli bir şekilde sürdürecekleri ve küresel ölçekte parasal sıkılığın korunacağı değerlendirilmektedir.
2023’ün son çeyreğinde enflasyon, önceki rapor tahminleri ile tutarlı seyretti. Talep koşulları enflasyonu 1 puan aşağı çekti. Perakende satışların mevcut seviyesinin hala dirençli olduğunu değerlendiriyoruz.
Sıkılaştırma adımları ile talepte dengelenme süreci başladı. Parasal duruşumuzu korumakta kararlıyız.
Son dönemde ithalat eğilimi zayıflamıştır. Otomobil ithalatının artışı da bu dönemde hız kesmiştir.
Ocak ayı geçici verileri dış ticaret eğiliminde iyileşmenin devam ettiğini gösteriyor. Cari dengede iyileşmenin devamını öngörüyoruz.
Hizmet enflasyonu eğiliminde son çeyrekte yavaşlama kaydedilmesine rağmen katılık sürmektedir. Hizmet enflasyonundaki katılığın önemli bir bileşeni kiralardır.
Konut piyasası gelişmeleri öncü göstergeleri olarak yakından takip ediliyor. Büyük kentlerde konut fiyatlarında artış hızı belirgin şekilde yavaşladı.
Enflasyon beklentilerinin seviyesi ve dağılımı önemli ölçüde iyileşmiştir. Beklentilerin tahmin aralığına yakınsaması para politikasının duruşu açısından önemli bir ölçüttür.
Ücret, fiyat ayarlamaları etkisi ile hizmet grubunda aylık tüfe tahminlerimizin üzerinde geldi.
Göstergeler tahmin ettimizden daha fazla gerilemiş bir enflasyon ana eğilimini işaret ediyor. Enflasyonun ana eğilimi üzerinde riskler de söz konusu.
KKM’nin azalmasına ve TL mevduatın payının artmasına yönelik uygulamalara devam edilmektedir.
Parasal sıkılaştırma sürecinde, kredi ve mevduat faiz oranları da yükselmiş, finansal koşulların sıkılaşması sağlanmıştır.
2023 yıl sonu itibarıyla 290 milyar TL olan TL depo alım ihalesi bakiyesi Ocak ayında 603 milyar TL’ye çıktıktan sonra 5 Şubat itibarıyla 100 milyar TL’ye gerilemiştir.
Politika faizinin mevcut seviyesi gerektiği müddetçe sürdürülecektir. İki ana koşul var. İlki. Aylık enflasyonun ana eğilimin belirgin düşüş göstermesidir. İkincisi ise enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamasıdır.
Politika faizinin ocak ayında ulaştığı seviye ve parasal aktarımı güçlendirmek için atmakta olduğumuz destekleyici adımlarla birlikte, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaştığımızı değerlendiriyoruz.
Politika faizinin mevcut seviyesini, enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdüreceğiz.
Enflasyon görünümünde belirgin bir bozulma öngörülmesi halinde, parasal sıkılık gözden geçirilecektir.
Likidite sterilizasyonuna ön alıcı bir anlayışla ve güçlü şekilde devam edeceğiz. TL mevduat faizleri yeniden artmaya başladı. Ocak ayında TL mevduat payındaki artışın yavaşladığını gözlemledik.
Son düzenlemeler ile TL mevduatın payının artırılması ve KKM’den TL mevduata geçişin desteklenmesi ile parasal aktarımın güçlendirilmesi hedeflenmektedir.
Son 5 ayda TL mevduat 2,4 trilyon TL artmış KKM 910 milyar TL azalmış, yabancı para mevduat 1,3 milyar dolar, parite ve fiyat etkisinden arındırılmış olarak 3,6 milyar dolar azalmıştır. TL mevduat payı yüzde 43’e yükselirken KKM payı yüzde 16’ya gerilemiştir.
Enflasyon tahminleri korundu
2024, 2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminleri bir önceki rapordaki haliyle korunmuştur. 2024 yıl sonu tahmini yüzde 36, 2025 yıl sonu tahmini ise yüzde 14 olarak kalmıştır.
Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları da 2024 yılı için yüzde 30 ve 42, 2025 yılı için ise yüzde 7 ve 21’e tekabül etmektedir. Enflasyonun 2026 yılını tek haneli seviyelere gerileyerek yüzde 9 ile tamamlaması, orta vadede ise yüzde 5 hedefinde istikrar kazanması öngörülmektedir.
Enflasyon Mayıs ayında zirve yapacak, dezenflasyon 2024’ün ikinci yarısında başlayacak. Ortalama aylık enflasyon yılın son çeyreğinde yüzde 1,5 civarına gerileyecek.
Görevimiz ve amacımız enflasyonu hedeflediğimiz patikada düşürmektir.
TCMB Başkanı Karahan’ın sunumunun sona ermesinin ardından soru-cevap bölümüne geçildi.
EKONOMİ Gazetesinden Mehmet Kaya, Başkan Karahan’a sorusunu şöyle aktardı: Likidite sterilazasyonuna önceki sunuşlardan çok daha fazla yer ayırdınız. Önümüzdeki aylarda özellikle Hazine ödemelerinden kaynaklı gelecek olan paradan söz ediyorsunuz. İkincisi Merkez Bankası’nın kârından avans alınması uygulaması genel kurul öncesi devam ediyor. Likide bağlamında hükümet o aracı kullanacak mı? Merkez Bankası karından avans verecek mi?
TCMB Başkanı Karahan şöyle cevapladı: Likidite yönetimi son dönemde oldukça önemli. KKM kaynaklı kur farkı kaynaklı ödemeler sistemik olarak dönem dönem likidite fazlasına yol açıyor. Bu da mevduat faizlerini aşağı yönlü gelmesine sebep olabiliyor. Ocak ayında bunu gördük. Parasal aktarımın tesisi için. Bunu iki şekilde yapıyoruz. Sistemik olanı yönetmen için zorunlu karşılıkları kullandık. 1 trilyonluk seviyeye ulaştık. Bu banka bilançoları için oldukça yüksek bir seviye. Bankaların bunu yönetmeni zorlaştı. Bankaların bunu yönetmesi için çözümü mevduat faizlerini aşağı çekmekte buldular.
Dolayısıyla hızlı şeklide teşhis koyduk. Ve yaptığımız düzenlemelerle banklara zorunlu karşılıklar için bir faiz ödemesi yapmaya karar verdik. Üç günlük veriler bu düzenlemenin doğru yönde olduğunu gösteriyor.
Depo ihaleleri de oldukça başarılı gidiyor. Depo talebinde azalma söz konusu. Ama dediğim gibi sistemde tek hedefimiz olmadığı için, bir yandan TL ‘ye geçişi sağlamamız gerekiyor, bir taraftan KKM’yi azaltmamız gerekiyor. Bir taraftan rezerv biriktirmemiz gerekiyor. Son düzenleme ağustos sonunda yaptığımız düzenleme kadar önemli. İleride çok faydasını göreceğimizi düşünüyorum.