Atatürkçü Düşünce Dernekleri (ADD), Lozan Antlaşması’nı kutlamak için her yıl olduğu gibi etkinlikler hazırladı. ADD öncülüğünde, birçok meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla her ilin meydanında Atatürk anıtlarına çelenk sunma, günün anlam ve önemine dair kamuoyu açıklaması yapılması için çalışma başlatıldı. Bu kapsamda Anıtkabir ziyareti de kararlaştırıldı. Ancak valilikler etkinlik öncesi harekete geçirilerek kutlama etkinlikleri yasaklandı. İzmir Valiliğinden yapılan açıklamada, “Toplumsal ayrışma ve kargaşaya neden olabileceği değerlendirildiğinden yasaklandı” denildi.
Atatürkçü Düşünce Dernekleri Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık yaşananları ve düşüncelerini SÖZCÜ’ye anlattı.
Altınışık, şöyle konuştu:
* Biz 15 gün önce İçişleri Bakanlığı’na, Anıtkabir Komutanlığı’na ve ilçe şubelerimiz ile valilikler ve kaymakamlıklara bilgi verdik.
* Dedik ki, “Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kutlama programı gerçekleştireceğiz. ADD öncülüğünde, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, TESUD, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Türk Hukuk Kurumu, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, İstanbul ve Ankara Baroları, mimarlar odası ve eczacılar odası ile Anıtkabir’de olacağız, tüm kentlerde Atatürk anıtları önünde çelenk sunacağız” dedik
* İlk başta olumsuz yanıt verilmemişti. Ancak dün akşam, saatler kala, valiliklere talimat verildi ve ilgili makamlara yazı yazılarak kutlama etkinliklerinin yasaklandığı bildirildi.
* Dün akşam Anıtkabir Komutanlığı yetkilileri, yasaklama gerekçesi olarak bana “Marjinal gruplar aranıza girebilir” dedi. Bizim aramıza asla marjinal şahıslar sızamaz.
* Bu ne demek? Anıtkabir’e girmek de mi yasaklanacak? Bazı valilikler, “Devletin ve milletin güvenliğini tehdit eden unsurlar” olarak niteleme gayreti içine girdi. Yani ne diyeceklerini bilememişler.
* Bugün de saat 11.00’de Anıtkabir Komutanı beni aradı, saat 11.30’dan itibaren Anıtkabir’in bakıma alınacağını söyledi. Bakım çalışması yapmak, tam da bugün, son anda mı akıllarına geldi?
* Bazı yetkililer de yasaklama gerekçesi olarak corona pandemisini öne sürdü.
* Kitlesel başka etkinliklerin yapıldığı bir dönemde bize “Hayır” denilmesi uygulanan çifte standartın göstergesidir.
* İbadethaneye VIP davet protokolü uygulanıyor. Tıpkı Suudi Arabistan camilerinde olduğu gibi.
* Ayasofya’nın ibadete değil, siyasete açıldığını, bunun bir şova dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bunun üzerinden Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı yapılıyor.
* “Ayasofya’nın müze yapılmasının tek parti döneminin ihaneti olduğu” söylendi. 1934’te Atatürk vardı. Ayasofya’daki şov için tam da 24 Temmuz tarihinin seçilmesi manidardır.
* Geçen yıllarda benzer uygulama FETÖ marifetiyle yapılmış, milli bayramlarımızı kutlamamız yasaklanmıştı.
* Devletimizin ve demokrasimizin temel niteliği laikliktir, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, meczuplar, tarikatlar cumhuriyeti olmayacaktır.
* Şimdiki uygulamalarda bunu görüyoruz. Nitekim önceki gün Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı da binlerce FETÖ geldiğini söyledi, tarikatların yarattığı tehlikeye işaret etti.
* Diplomasi masasında mücadele ettiğimiz emperyalist devletler Lozan Antlaşması’na laf etmiyor, kendi içimizden laf ediliyor.
* Lozan Antlaşması ortadan kalktığı zaman bütünüyle eskiye dönüş var. Bu ne demek?
* Lozan Antlaşması yürürlükten kalkarsa Türkiye Cumhuriyeti’nin dayanağı ortadan kalkıyor, Türkiye’nin eski Osmanlı yönetimi anlayışına, hilafet ve saltanata dönüşü söz konusu oluyor.
* Türkiye rotasından saptırılıyor. Bu çok açık.
* Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gereken bir süreci yaşadığımızı vurgulamak istiyorum. Atatürk demek, Lozan demek neredeyse yasaklandı ve suç sayılmaya başlandı.
* Bunun kabul edilebilmesi mümkün değil. Ne pahasına olursa olsun. Biz, anayasal ve demokratik haklarımızı kullanarak Anıtkabir’e gideceğiz.
* Ttüm kentlerde Atatürk anıtları önüne gideceğiz ve saat 12.00’de çelenk sunarak basın açıklamamızı yapacağız.
* Ayrıca, hukukçularımız, içler acısı evrakları inceliyor, etkinliklerimizi yasaklayarak suç işleyenler hakkında hukuk mücadelesi başlatacağız.
ADD’nin İzmir’de yapmak istediği anma programı İzmir’de de valilik tarafından yasaklandı.
* Böyle etkinliklerin yapılması halinde, toplumsal ayrışma ve kargaşaya neden olabileceği değerlendirildiğinden, kamu düzeni güvenliği sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, temel hak ve özgürlükler ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin ve genel asayişin korunması, yaşanabilecek her türlü olumsuz bir durumun önüne geçilmesi amacıyla Lozan Antlaşması’nın yıl dönümü kapsamında ilimiz genelinde açık alanda gerçekleştirilecek yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma bildiri dağıtma, çelenk sunma v.b. etkinlikler yasaklanmıştır.
Açıklamanın ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya yasağı çok sert sözlerle eleştirdi:
* İzmir Valiliği, İzmir işgal altında olsa bu tür yasaklara cesaret edilemeyecek bir utanca imza atarak, kuruluşun ve kurtuluşun şehri İzmir’de, 24 Temmuz Lozan Barış Antlaşması’nın 97. yılı kutlamalarını yasakladı.
* Atatürk Anıtı’na çelenk koyulması ve aynı konuda basın açıklaması yapılması etkinliklerini ayrışma ve kargaşaya neden olabileceği gerekçesiyle engellendi. İzmir Valiliği yasaklandığını duyurdu.
* Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, Lozan Barış Antlaşması’nı imzalayanlar, bu vatan için can verenler sayesinde o makamlarda oturanlar, Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet’in kurucularına karşı ihanet içindedirler.
* Lozan Barış Antlaşması’nın 97. yılı kutlamalarını bir “asayiş” sorunu olarak görüp yasaklayanlar, Cumhuriyet ile hesaplaşmak isteyenlerdir.
* Cumhuriyet’i kuranların, 24 Temmuz Lozan Barış Antlaşması’nı imzalayanların yoldaşları olarak, bu anlayışla hak ettikleri şekilde mücadele edeceğiz.