Organ kaçakçılığı suçlamasıyla Interpol’ün kırmız bülteninde yer alan ve aynı suçlamayla 2015’te tutuklanan Boris Wolfman yedi yıldır Türkiye’de yaşıyor. Wolfman’ın, sağlık dahil pek çok alanda faaliyet gösteren şirketi iktidara yakın basında haber oldu.
İnterpol kırmızı bülteni ile ‘organ ticareti ve kasti insan ölümüne sebebiyet vermek’ suçlamalarından aranan İsrail vatandaşı Boris Wolfman 2017 yılından bu yana Türkiye‘de yaşıyor.
Wolfman, 9 Kasım 2018 tarihinde Özkan Çelik isimli kişi üzerine, aralarında sağlık turizminin de bulunduğu, yaş ve kuru meyve alım satımından, demir ve çelik ihracatına kadar pek çok pek çok faaliyet alanı bulunan Royal İnnovasyon adında bir şirket kurdu. Boris Wolfman ulusal ve uluslararası basınına verdiği demeçlerde Türkiye tarımının önde gelen isimlerinden biri olduğunu iddia ediyor. Ayrıca Türkiyeli yatırımcıların Afrika’da toprak kiralama ve işletme faaliyetlerinde danışmanlık yaptığını söylüyor.
Tarihler 4 Aralık 2015‘i gösterdiğinde Tayland’ın başkenti Bankong’tan İstanbul Havalimanı’na inen uçakta ‘uluslararası organ kaçakçılığı ve bilinçli ölüme sebebiyet vermek’ suçlamalarından İnterpol kırmızı bülten kaydı ile aranan Boris Wolfman bulunuyordu. Wolfman, apronda güvenlik güçleri tarafından göz altına alındı.
Wolfman 4 Aralık 2015 günü göz altına alındıktan sonda İstanbul’da çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. İsrail Adalet Bakanlığı Türkiye’den Boris Wolfman’ın iadesini istedi. Fakat yetkili mahkeme Wolfman’ın iadesi için 30 gün ek süre talep etti.,
Peki, İsrail Hükümeti, Türkiye’de yakalanan Boris Wolfman’ın iadesini neden istiyordu? Yanıtı İsrail Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklama üzerinden verelim. Bakanlık açıklamasına göre 2015 yılı Ekim ayında aralarında Boris Wolfman’ın da olduğu toplam yedi kişi hakkında Kosova, Azerbaycan, Sri Lanka ve Türkiye’deki uluslararası organ kaçakçılığı ve yasa dışı organ nakli ağına oluşturmaya ilişkin bir iddianame hazırlandığı belirtildi. Bakanlık açıklamasında, aralarında Boris Wolfman ve Türkiyeli doktor Yusuf Erçin’in de bulunduğu çete üyelerinin Kosova, Azerbaycan ve Sri Lanka’da yaşayan yoksul insanların organlarını alarak varlıklı İsrail, Hindistan ve Avrupalı hastalara nakletme faaliyetinde bulundukları belirtildi. Çete üyelerinden Boris Wolfman’ın faaliyetlerini Sri Lanka ve Türkiye’ye genişletmeden önce Kosova ve Azerbaycan’da böbrek satmayı kabul eden yoksulların bulunmasından sorumlu olduğu ifade edildi. Ayrıca nakillerin yapıldığı Kosova’da doktor Yusuf Ercin Sönmez’in de diğer çete üyeleri ile hareket ettiği belirtildi. Organ kaçakçılığının İsrail merkezli Rabin Medical isimli hastane üzerinden yapıldığı ifade edildi.
Artı Gerçek’in yargı makamlarından edindiği bilgiye göre Boris Wolfman, mahkeme İstanbul’da tutuklu bulunduğu sırada ek tutukluluk süresinin bitmesine yakın, organ ticareti suçunun Türkiye’nin yargılama yetkisine giren bir suç olduğu gerekçesiyle ‘takdir yetkisini’ kullanarak Türkiye‘de yargılanmasına hükmetti. Bu hüküm gereği de Wolfman İsrail’e iade edilmedi. Tutuklu olarak Türkiye’de yargılandı. Boris Wolfman’ın yargılanma sürecinde hazırlanan savcılık iddianamesinde Boris Volfman’ın Suriyeli mültecilerin organlarını satmaya ikna etmek için Bangkok’tan İstanbul’a geldiği, organ kaçakçılığı yapan firari Yusuf Erçin Sönmez ile birlikte çalıştığı ifade edildi.
Türkiye’de Suriyeli mültecilerin böbreklerinin alınması için küçük hastanelerde temas kurduğu belirtildi. İddianamede Wolfman ve ile birlikte Türkiyeli doktor Yusuf Erçin‘in de aralarında bulunduğu beş kişinin daha Kosova, İsrail, Rusya, Ukrayna, Avusturya ve Azerbaycan’da organ ticareti ve yasadışı nakilleri organize etmekle suçlandığı ifade edildi. Ayrıca iddianamede, Kosova’daki yasa dışı organ naklinden sonra, organları alınan kişilerin hemen hastaneden taburcu edildiği ve Kosovalı yetişkin genç bir erkeğin böbrek naklinden sonra felç geçirdiği bilgilerine yer verildi. Artı Gerçek’in yargı makamlarından edindiği bilgiye göre 6 Aralık 2015 günü tutuklanan İsrailli organ kaçakçısı 12 Temmuz 2016 tarihinde ‘yeterli delile ulaşılamadığı gerekçesiyle’ serbest bırakıldı.
Wolfman, tahliye edilmesinin ardından Arnavutluk’a gitti. Fakat Wolfman Türkiye’de göz altına alınmadan önce Arnavutluk’da da organ kaçakçılığını yapıyordu. Arnavutluk yargısının hazırladığı ve manşetlere çıkan haberlere göre Wolfman Arnavutluk’ta da bir şirket kurdu. Arnavutluk güvenlik güçlerinin hazırladığı raporlara göre, sağlık turizmi adı altında Arnavutluk’ta yaşayan göçmen ve yoksulları, Hindistan ve Sri Lanka’ya götürdü. Bu ülkelerde yoksulların böbrekleri varlıklı hastalara binlerce euro karşılığında nakledildi. Organ kaçakçılığından toplanan nakit paralar da Arnavutluk’ta kurduğu şirket üzerinden Rusya’da bir şirkete aktarıldı. Arnavut yetkililer milyonlarca euroyu bulan para aktarma işlemini takibe aldı. 2013 yılından itibaren Arnavutluk yetkilileri tarafından şirket kayıtları ve Rusya’ya aktarılan nakit takibe alındı. Arnavutluk basınının manşetlerine yansıyan haberlere göre Boris Woflman, Arnavutluk’ta kurduğu şirket üzerinden organ kaçakçılığından kazandığı parayı Rus şirketi üzerinden akladı. Arnavutluk basınında Arnavutluk gizli servisi ve kolluk güçlerinin kaynak gösterildiği haberlerde Boris Wolfman’ın çetenin başı olduğu vurgulandı. Wolfman hakkında Ağustos 2015’te organ ticareti ve organ ticaretinden kazandığı parayı Rusya’da kurulu şirket üzerinden akladığı gerekçeleriyle göz altı kararı çıktı. Fakat Wolfman yakalanamadı.
Artı Gerçek’in ulaştığı bilgiye göre Boris Wolfman, 2017 yılı Kasım ayında Türkiye’ye geldi. 1 Haziran 2018 tarihinden itibaren 12 gün boyunca Marmaris’te beş yıldızlı bir otelde partneri ve iki çocuğuyla tatil yaptı. 29 Temmuz‘da da Bodrum’da ünlülerin oteli olarak bilinen bir işletmede ailesi ile tatilini sürdürdü.
9 Kasım 2018 tarihinde ise Boris Wolfman tarafından Özkan Çelik isimli şahıs üzerine Royal İnnovative isimli bir şirket kurdu. İstanbul Ticaret Odası’na kayıtlı şirketin ticaret sicil gazetesindeki bilgilerine göre şirket uluslararası sağlık turizminden, meyve sebze ithalat ihracatına, elmas üretiminden demir çelik ihracatına kadar pek çok alanda faaliyette bulunabiliyor.
Şirketin kurulmasından kısa bir süre içinde Boris Wolfman Royal İnnovative şirketinin kurucusu olarak yaptığı açıklamalar bazı basın yayın organlarında yer aldı. Wolfman söyleşilerde Türkiye sebze ve meyve ihracat ve ithalatının en etkin isimlerinden biri olduğunu iddia ediyordu. Yeni Akit gazetesinde geçen yıl yayımlanan ilgili haberde de yine İstanbul merkezli Royal İnnovative şirketinin Türkiye tarımına yaptığı katkıdan söz ediyor. Boris, Türkiye‘nin ceviz üretim ve kalitesini anlatırken Türkiye’de kendi tarlalarında ürettiği cevizin başta İsrail olmak üzere Avrupa ülkelerinde en çok tercih edilen ürün olduğunu söylüyor.
Haberi hazırlama sürecinde Royal İnnovasyon şirketinin internet sitesinde yer verilen faaliyet alanlarına dair ayrıntılı inceleme yapmamıza karşın bu kişinin organik tarım ürünlerini ürettiği tarlalara ilişkin bilgiye ulaşamadık. Öte yandan Boris Wolfman’ın internet sitesindeki bilgiler ve Royal İnnovasyon’un sosyal medya hesaplarında iddia edildiğine göre şirketinin Türkiye‘de ürettiği organik sebze ve meyveler Türkiye’deki en büyük ve yaygın market ağlarına satılıyor.
Söyleşilerinde özellikle kurduğu Royal İnnovative şirketinin İsrail’e demir çelik ihracatında ilk sırada yer aldığı belirtiliyor. Halen de şirketin internet sitesinde İsrail’e demir ve çelik ihracatının sürdüğü bilgisi yer alıyor. Geçen yıl dünya tarımına ilişkin gelişmeleri haberleştiren bir internet sitesine verdiği demeç ya da gönderdiği içerikte Boris Wolfman yine Türkiye tarımının öncü isimlerinden biri olduğunu iddia ederken, şirketinin Afrika’da toprak kiralamak suretiyle tarım yapmak isteyen şirketlere rehberlik ve danışmanlık yaptığını anlatıyor. Türkiyeli yatırımcıların Afrika’da faaliyet göstermesinde öncü bir şirket olduklarını iddia ediyor. Örnek olarak da Nijer ve Sudan’daki faaliyetlerini gösteriyor.
Boris Wolfman’ın Türkiye’deki yaşantısını kronolojik olarak aktarmayı sürdürelim. Wolfman ve ailesi 31 Aralık 2018 günü Uludağ’da beş yıldızlı bir otele yerleşti. Yaz tatilleri gibi kayak tatilini de yeni yıla giriş anlarını yine sosyal medya hesaplarından takipçileri ile paylaştı. Boris Wolfman sosyal medya hesabından yine şirketinin genel merkezinin bulunduğu Zorlu Center’daki ofisinden fotoğraflar paylaşırken hafta sonları da yine ailesiyle Kars Sarıkamış ve Kapadokya gibi tatil bölgelerinden ailesi birlikte videolar paylaşmayı sürdürdü.
Geçtiğimiz günlerde Boris Wolfman’ın şirketi Royal İnnovasyon linkedin hesabından “yönetim kurulu üyelerini” korumak üzere yakın korumalar alınacağı yönünde ilan verildi. Aranan özellikler dikkat çekiciydi. İlanda “yakın koruma olarak başvuracak kişilerin tercihen ordu ya da emniyetteki görevinden ayrılmış olması” aranan şartların başında geliyordu. Yakın koruma tecrübesi olması da ön şart olarak sunulurken, ileri sürüş eğitimi ve akıcı İngilizce ve Rusça da talep edilen özellikler arasında yer alıyordu. İlan kısa sürede yayından kaldırıldı. Ancak kısa bir araştırmanın sonunda göreve yeni başlayan yakın koruma müdürünün aranan özellikleri taşıyan bir isim olduğunu söyleyebiliriz.
İsrail vatandaşı Boris Wolfman hakkında uluslararası organ ticareti ve kasten ölüme sebebiyet vermek suçlamalarından halen araması bulunuyor. Keza Boris Wolfman’ın organ ticaretinde ortağı olarak ulusal ve uluslararası kayıtlarda geçen Doktor Yusuf Erçin Sönmez de aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 186 ülkenin talebi ile İnterpol kırmızı bülten araması bulunuyor.
6 Şubat 2023’te Maraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye tıbbi destek sağlamak üzere gelen ülkeler arasında İsrail de yer alıyordu. 6 Şubat depreminin ardından deprem bölgesinde kurduğu sahra hastane ile yardım faaliyetinde bulunan kuruluşun ismi Rabin Medical; İsrail adalet Bakanlığı tarafından Boris Woflman ve organ çetesi ortaklarının faaliyet gösterdiği hastane olarak kayıtlara geçen kurum.
Elbette akıllardaki soru şu; uluslararası organ ticareti ve kasten insan öldürmeye sebebiyet vermek (bağışçıların nakil sonrası ölümü nedeniyle) suçlarından hakkında kırmızı bülten bulunan İsrail vatandaşı Boris Wolfman Türkiye’de hangi yasal gerekçelerle serbestçe ailesiyle yaşamını sürdürüyor. Üstelik Rusya, Avusturya, Ukrayna ve İsrail güvenlik güçleri tarafından Türkiye’ye gönderilen bilgi notlarında Wolfman’ın Türkiye’de de organ ticareti yaptığı ve yine halen kırmızı bülten ile aranan ve doktorluktan atılan firari Yusuf Erçin ile birlikte çalıştığı Türkiye’de hakkında hazırlanan iddianamede de tüm ayrıntıları ile anlatılırken. Bu soruları Uluslararası hukukçu Dresden Teknik Üniversitesi, Uluslararası Hukuk Enstitüsü öğretim üyesi avukat Deniz Gedik’in yanıtlamasını istedik.
Avukat Deniz Gedik, devletlerin İNTERPOL tarafından çıkarılan arama kararlarını uygulamak konusunda takdir yetkisi bulunduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
“Kırmızı Bülten bir tutuklama kararı değildir. Kırmızı bülten ile aranan bir kişi göz altına bile alınmayabilir. Çünkü göz altına alıp ya da almamak, iade talep eden ülkeye iade edip etmemek tamimiyle ülkelerin yetkisinde bulunmaktadır. İç hukukta uygulanan bir belge değildir. Dolayısıyla aktardığınız dosyada söz ettiğiniz kişi hakkında İnterpol tarafından kırmızı bülten yayımlanan kişiyi iade edip etmemek Türkiye Cumhuriyeti makamlarının yetkisinde bulunuyor. Özetle devletlerin kırmızı bülten kararını uygulamak konusunda takdir yetkisi var” dedi. Uluslararası hukukçu Deniz Gedik “Dosyanın ayrıntılarını bilmiyorum. Bu kişi Türkiye’de uluslararası organ ticaretinden yargılanıyor mu, dosyası var mı bilmiyorum. Varsa elbette incelemek gerekir. Türkiye, bu şahıs hakkında Kırmızı Bülten çıkarttıran ülkelere ‘Bu kişiyi Türkiye’de ben yargılıyorum’ diyebilir. Türkiye yargılama konusunda kendini yetkili görmüş olabilir”
Deniz Gedik, söz konusu şahsın yargılamasında “organ ticareti ve kasten ölüme sebebiyet vermek” gibi çok ciddi hak ihlaline neden olan bir suç olduğunu vurgularken “Türkiye’de bu şahıs ve hakkındaki iddialar nedeniyle etkili bir soruşturma yürütüldü mü emin değilim. Şu anda serbest ve Türkiye yaşadığını belirttiniz. Bu kişiye isnat edilen suçlamalar, halen pek çok ülkede uluslararası organ ticaretinden yargılamasına ilişkin dosyalarının açık olması ve (sizin belirttiğinize göre) Türkiye’de yaşamını sürdürüyor olması cezasızlık problemi olarak görünmekte” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: ARTIGERÇEK