Platon’a göre, şiir ve tragedya devlet için iki zararlı sanat türüdür. Çünkü bunlar dünya üzerindeki gerçekliğin birer yansımasıdır. Şiir ve tragedyanın halkın gerçekliklerden uzaklaşıp taklitlerin arasında kaybolmasıdır.
Aristoteles’e göre, sanatçı salt taklitçi değildir. Dünyayı yeniden kurar ve daha iyi bir dünya özlemini yerine getirir. Sanatın bir taklit olmadığı onu aşan ve insana ait bir eylem olduğunu dile getirir.
Hegel’e göre, sanat en ilkellerin ürünlerinden en yüce tapınaklara kadar uzanır ve yaşamın dışında kalır. Sanat güzelliği duyusallığa ve hayal gücüne dayanır.
Kısa olarak bazı düşünürlerin sanat ile ilgili ne düşündüklerini yazdım. Sözlük anlamına bakacak olursak; sanat, bir duygunun, tasarımın, güzelliğin vb. dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bu yöntemlerle ortaya konulan üstün yaratıcılık. Belli bir uygarlığın, belli bir dönemin anlayış ve beğeni ölçülerine uygun yaratılmış anlatım.
Her birey sanatı kendine göre yorumlayabilir. Bana göre sanat tanımının kesin bir tanımı olmaz olamaz. Sanattan kimin ne anladığına bağlı olarak tanımlar değişir. Resim, müzik, dans, tiyatro, heykel, edebiyat, mimari ve sinema birer sanattır. Hatta bence yemek yapmakta bir sanattır. Yemeğin görsel sunumu bir sanattır. Yaşamın her alanında sanatın varlığından söz edebiliriz.
Sanat sanat içindir ya da sanat toplum içindir. Ayrımına gelecek olursak bunlarının ikisine katılmakla beraber öncelikle şunu sormak gerektiğini düşünüyorum; sanat mı toplumu şekillendirir yoksa toplum mu sanatı şekillendirir? Günümüzde sanat nasıl anlamlandırılır? Geçmiş sanat eserlerine kıyasla günümüz sanat eserlerinde nasıl bir değişim vardır? Yoksa zaman Hegel’in sanatın sonu söylemini haklı mı çıkarmaktadır? Dönemsel olarak sanatın bir duraksama yaşadığını düşünmekteyim. Sanatın söylenceler ile bir bütün olarak yaşadığını düşünürsek; Yunan mitolojisi, Mısır mitolojisi, İskandinav mitolojisi vb. yerini son zamanlarda büyük merak uyandıran Türk mitolojisine(söylencesine) bıraktığını düşünmekteyim. Türk sanatının da Türk mitolojisiyle beraber yükseleceğine inanıyorum.
Hatice Nur Tüzemen